Son on yılda internette radikal ve sıra dışı Hristiyan hizmetini destekleyen ya da o fikrin tersini savunan makaleler ve bloglar yoğun bir şekilde çoğaldı. Radikal Hristiyan hizmetini vurgulayanlar ekonomik açıdan orta ve yüksek sınıftaki kişilerin kendinden hoşnut, maddeci, benmerkezci, konuk sevmez ve merhametsiz hayat tarzını engellemek isterler.  Diğerleri, radikal Hristiyan hizmet yaşam tarzının vurgulanışına tepki gösterir ve onların vurgusu hayatın sıradan ve günlük/olağan parçalarında sadık olmalarımızdır. Onlar gereksiz yük, ince ‘kendi doğruluğumuzun gündemleri’ ve büyüklük taslama düşlerini ortadan kaldırmak için savaşırlar. Tim Challies ya sıradan ya da sıra dışı Hristiyan hizmetlerinin fazla vurgularımızın olumsuz yönlerini haklı olarak açıklar. Şöyle yazar:

     “Radikalin sorunu bazı insanlarda hoşnutsuzluğa yol açabilir; bu kişiler Tanrı’yı onurlandıran ama sıradan hayatlar sürdürüyorlar. Belki saat 9-5 arasında yaşanan basit hayatları Tanrı’nın gözünde yeterli olmadı diye haksızca ikna oluyor. Ayrıca Tanrı’nın sadece daha büyük ve daha zor şeyleri yapan kişilerden hoşnut olduğu düşüncesi bazı insanların kendi eylemlerinden kaynaklanan ‘kendi doğruluğu’nu destekler. Tabii ki sıradan kendinden hoşnut/gönül rahatlığına ya da Tanrı’nın yaptığımızı, verdiklerimizi veya nasıl yaşadığımızı umursamadığına yol açabilir. Hristiyan hayatının yolu normal yol olduğu gibi dar ve her iki yan tarafta tehlikeler vardır.”

Geçen hafta Rut’u okurken Tanrı’nın Elimelek’in ailesinin sıradan ilişkilerinde, eylemlerinde ve etkileşimlerinde sıra dışı şekilde çalıştığı gözüme çarptı. Rut kitabı aslında Elimelek’in son zamanlarda dul eşi olan Naomi’nin öyküsüdür. Kendisi ve son zamanlarda dul kalan 2 gelinle birlikte Tanrı’nın topraklarına ve halkına dönmeye karar verdiler. Naomi radikal bir şevkle davranmıyor. Tersine çaresizlikten hareket ediyor. Kendisi muhtaç ve Tanrı’nın sağlayışını özlüyor. Şunu okuyun:

     “Naomi, Moav topraklarındayken RABbin kendi halkının yardımına yetişip yiyecek sağladığını duyunca gelinleriyle oradan dönmeye hazırlandı. Onlarla birlikte bulunduğu yerden ayrıldı ve Yahuda ülkesine dönmek üzere yola koyuldu.” (Rut 1:6–7).

Bunun ardından Naomi iki gelinine Moav’a ve kendi ailelerine dönmelerini söyledi: Analarınızın evine dönün” dedi. “Ölmüşlerimize ve bana nasıl iyilik ettinizse, RAB de size iyilik etsin. RAB her birinize evinde rahat edeceğiniz birer koca versin! (Rut 1:8–9). Naomi kendisinde gelinlerine verebilecek oğulların veya erzağın olmadığını biliyordu. Onların kendi ailelerine gitmesini istedi. Yazar, iki gelinin karşılığını iyi bir şekilde özetledi: Sonunda Orpa kaynanasını öpüp vedalaştı, Rut ise ona sarılıp yanında kaldı (Rut 1:14).  Naomi Rut’u ailesine dönmesi konusunda ikna etmeye çalıştıktan sonra Rut bu harika ‘iman bildirgesi’ni açıklar,

     “Seni bırakıp geri dönmemi isteme! Sen nereye gidersen ben de oraya gideceğim, sen nerede kalırsan ben de orada kalacağım. Senin halkın benim halkım, senin Tanrın benim Tanrım olacak. Sen nerede ölürsen ben de orada öleceğim ve orada gömüleceğim. Eğer ölümden başka bir nedenle senden ayrılırsam, RAB bana daha kötüsünü yapsın.Ve işte öykünün devamı kurtuluş tarihidir.

Rut geri döndü ve Naomi’ye vefa, ilgi, saygı ve sadakatini gösterdi. Radikal veya sıra dışı bir şey yapmıyordu. Mükemmel şeyleri aramıyordu. Kayınvalidesinin öğüdüyle tarlada başak devşiriyordu. Kendini başkasının tarlasında alçalttı – hem kişi olarak hem de zihniyet açısından. Bir hareket oluşturmak için fırsat aramıyordu. Sosyal ilerlemenin peşinde değildi.  Rut sadece kendisini RAB’be adadı, dul kalan kayınvalidesine baktı, tarlada devşirdi, Tanrısayan bir adamla evlendi ve çocuk yaptı. Yine de bu sıradan ailede sıradan hayattaki sıradan detaylarda Tanrı sıra dışı bir iş yapıyordu.

Öğrenmemiz gereken bu değil mi? Tanrı sık sık sıra dışı işleri sıradan ailedeki sıradan bireyler aracılığıyla yapıyor – ve sık sık insanlar bu sıra dışı işin gerçekleşmesini görmeden çok daha önce yapmaya başlarlar. Rut’un son cümlelerinde bir özet vardır: “Rut bir oğul doğurdu… Ovet adını verdiler. Ovet, İşay’ın babası; İşay ise Davut’un babasıdır.” (Ruth 4:13, 17).  Rut kitabı sıra dışı ailede olup bitenlerin Tanrı’nın ulusal ve küresel amaçlarında imalarının olabileceğini öğretiyor. Tanrı Rut’un hayatında çalışırken aslında Kral Davut’u İsrail’in ve Davut’un en büyük oğlu İsa Mesih’i ulusların başına koymaya hazırlıyordu.

Rut kitabı sıradan ailede nasıl yaşamamız konusunda muazzam imaları içerir. Hayatımız zorluklar ve hayal kırıklarıyla yüklüyken Tanrı kendisine, birbirimize, günlük işimize ve çocuklarımıza Hristiyan inancının gerçeklerini öğretmek konusunda sadık olmamızı söyler.  Haftada altı gün çalışmamızı ve bir gün dinlememizi söyler. Cömert, merhametli ve şefkatli olmamızı söyler. Hem doğal hem de yerel kilisede ruhsal ailemizde Kutsal Kitap’a sadık hayatlar yaşamamızı söyler. Bunu yaptıkça belki takdir duymayabiliriz. Hareket oluşturmayabiliriz. Sıradan ailemizde Tanrı’nın sıra dışı işlerinin tüm ürününü belki görmeyebiliriz. Ama Tanrı, görkemi ve yüceliği için kendi amaçlarını yürütüyor. Biz de yolda bizi yönlendireceğine ve bize sağlayacağına güvenmekte yetinelim. Ailemizde sıradan ve sadık bir şekilde yaşamamız bize yeterli olsun, sıra dışı sonuçları O’na bırakalım.

https://feedingonchrist.org/gods-extraordinary-work-in-the-ordinary-family/      22/2/2020’da erişilmiştir.    İzinle kullanılır

Bizi takip edin: