Çevremde garip bir ebeveynlik fenomenliği olduğunu gözlüyorum. Çoğu ebeveyn kendi ebeveynlikleri hakkında başkalarından öğüt ve yardım istemek konusunda isteksiz, hatta direniş gösteriyorlar. Başkaları ‘kör noktalar’ı görebilirken, ebeveynler bu noktaların karşısında….hala ‘kör.’

Genellikle daha yaşlı ebeveynler ya da kilise liderleri, ‘başkasının işine burnunu sokan’ olarak suçlanmasınlar diye bu konu hakkında bahsetmekten çekinirler. J.C. Ryle bir keresinde, “Bir adamı ebeveynliğinden ziyade herhangi bir konuda düzeltmeyi tercih ederim” demiştir.

Son günlerde ülkenin başka bir yerinde yaşayan yaşlı bir liderden şöyle bir epostayı aldım; “Bir akşam yemeğinde eşimle birlikte, kilisede genç çocukları olan ebeveynlerle etkileşimler hakkında konuşuyorduk. Hedefimiz daima onları Kutsal Kitap’a uygun danışmanlıkla yüreklendirmekti. Bizim sohbetimize göre sanırım sen ve eşin (ve diğer yaşlı ebeveynler de) aynı şeyi yapıyorsunuz.

İlginç bir şey var. Biz de aynı sonuca geldik. Bazı ebeveynler, bizim çocuk terbiye etme (düzeltici ya da geliştirici) konusunda öğüdümüzü almaya ya isteksiz yaklaştılar ya da tamamen karşı çıktılar.

Bu aileleri düşünerek birkaç teoriyi oluşturdum:

  • Bazıları, koşulları özel ve bizim neslimizden farklı olduğunu düşünüyor.
  • Bazıları seküler psikoloji öğretişlerine kapılıyorlar.
  • Bazıları dünya tarafından aşırı istismarcı olarak fişlenmekten korkuyor.
  • Bazıları çocuklarla ‘dost’ olmak istiyor.
  • Bazıları deneyimsizliklerini kabul etmek istemiyor.
  • Bazıları bunun olduğundan daha kolay olması gerektiğini düşünüyor (dayanıklılık eksikliği)”.

Bence onların spekülasyonları doğrudur.

Ben üç tane daha ekledim.

  1. Kilise kültürümüz insanlara soru sormayı öğretmiyor. Bu, ebeveynlikten daha büyük ve devam eden bir gözlemdir. Modern öğrenci yetiştirme stratejileri, daha olgun Hristiyanlara daha fazla yük bindirir. ‘Haydi gidin birini yetiştirin’ der bize.

Oysa genç Hristiyanların ‘öğrenciler’, yani ‘öğrenenler’ olduğu öğretilmiyor. Ve bu yüzden öğrenenlerin aktif bir şekilde öğrenmeleri için soru sormaları gerekir. Örneğin İsa’nın tapınakta oturup öğretmenlere soru sorduğunu biliriz. Bu soru sormanın eksikliği ülkemizin gençliğe verdiği vurguyu da yansıtmaktadır. Bu, ‘Gençlerin yaşlıların bilgisine ihtiyacı yoktur’ vurgusudur.

Bu aktif öğrenme eksikliği, büyük bir kilise kültürü sorunudur. Yakın zamanda tümüyle değişmesini beklemiyorum ama adım adım değişebilir. Eğer daha genç bir Hristiyan’san aktif şekilde daha olgun Hristiyanların peşine düş ve soru sor. Eğer kilise lideriyseniz gençlerinizi soru sormaları için teşvik edin.

  1. Gurur ve bilgeliğin eksikliği. Özdeyişler tekrar tekrar bilge kişilerin her zaman başkalarının bilgeliğini araladıklarını söyler. Aynı şekilde akılsız kişi, her zaman kendisinin bilge olduğunu düşünür. Bunu başka bir şekilde anlatabilir miyiz? Bilge ebeveyn başkalarından bilgelik arar. Akılsız ebeveyn kendini bilge zanneder.

Buraya da ‘güvensizlik’ koyabiliriz. Ama bizim güvenimiz müjde ve Mesih’teki kimliğimiz olmalıdır. Ne yazık ki bazı ebeveynler kendi kimliğini çocuklarda bulurlar. Ve sonuç olarak herhangi bir yanlışı kabul etmek onların kimliğinin merkezine dokunur.

Bu körlük aslında sadece ebeveynlere ait değil, birçok yeni rolle de ilgilidir. Yeni kilise liderleri şevkle yeni role başlıyorlar ama bilgelik ve beceri konusunda nasıl büyüyeceklerini hiç sormuyorlar.

Genellikle ne bilmediğimizi bilmiyoruz. Tanrı bilgelik ve anlayışla büyümemiz için bizim bazı zor durumlarda olmamıza izin veriyor.

  1. Seçtikten sonra takviye. Sosyal psikologlar, insanların ürünler arasında nasıl seçim yaptıkları ve daha sonra nasıl düşündükleri hakkında ilginç bir çalışma yaptılar. Örneğin A ürünü ve B ürünü arasında değer hakkında sorulursa, ‘satın alınmadan önce belki A ürününe 60, B ürününe 40 puan verirler. Ama A ürününü satın aldıktan sonra A ürününe 90, B ürününe ise 10 puan verirler. Neden? Hepimiz doğru seçim yaptığımızı düşünmek isteriz.

Aynı şekilde ebeveynlerin de yaptıkları seçimlerin üzerinden (uyku eğitim, terbiye, okul seçenekleri, vs) zaman geçtikçe yaptıkları seçimin yanlış olduğu fikrini kabul etmeleri çok daha zorlaşır. Nitekim çocuklarımızdan daha önemli olan şey ne olabilir? Telefon veya araba hakkında yanlış seçim yaptık diyebiliriz ama çocuklarımızla ilgili yanlış seçim yaptık demek çok daha farklıdır.

Sonuç

Burada 2 uygulama görüyorum:

  1. Ebeveynlik eğitimini, daha ihtiyaç duymadan önce alın.Oyun başlamadan önce bir oyun planı hazırlayın. Elbette ayarlanacak ve değiştireceksiniz. Ancak bu önemli yolculuğa hiçbir yol haritası olmadan başlamayın.

Kilise lideriysen, ebeveynleri eğitmek için çaba sarf et, özellikle onlar daha ihtiyaç duymadan önce başla.

  1. Ebeveynlik tam içindeyken alçakgönüllü ve öğretilir olun.Sizi en iyi tanıyanlardan ‘geri bildirim isteyin.’ Yanlış yolda olup düzeltmeleri yapmanız gerektiğini kabul etmeye razı olun. Tanrı’ya itaat etmeye, insanların kendiniz hakkında düşündüklerinden daha çok değer verin.

Sonuç olarak Tanrı’nın mutlak yetkisine güveniyoruz. Bir çeşit kötüye kullanımın önüne geçmek için çocuklarımızı mahvetmeyeceğiz. Eğer alçakgönüllü ve öğretilebilir kalırsak, Rab bizi kendi halkıyla ve sözüyle bu yolculukta yönlendirecektir.

https://www.theapollosproject.com/why-dont-we-invite-input/ izin ile kullanılmıştır. 1.2.2020 erişilmiştir.

 

Bizi takip edin: