Sevgili arkadaşım,

Öğrenciler kuşkularını paylaşmak için alana ihtiyaç duyarlar. Hepimizin böyle bir şeye ihtiyacı var. Eğer Hristiyanlık ’la ilgili ciddi sorular ve Tanrı’ya yönelik güvensizlik kabul edilip araştırılmazsa, yürekte ve akılda kalır ve sonra yüzeye çıkar, bu kez o şüphe daha sert olur. Sade ve basit bir şekilde Hristiyanca karşılık vermek yeterli değildir. ‘Kutsal Kitap’ı daha fazla oku’ ya da ‘iman et kardeşim’ gibi cümleler öğrencinin kuşkuyla ciddi biçimde uğraşmasına yarar sağlamaz.

Sık sık çevremde kuşkulu öğrencilerle karşılaşırım. Aslında hizmetim, kuşkuları ortaya çıkartır çünkü ben Hristiyanlığa yönelik zor konuları ele alır ve bu zor konuların cevaplarını araştırırım. Bir toplantı bitiminde öğrencilerden birisi bana yaklaştı ve kuşkularla olan mücadelesinden bahsetti…. Ona, kendisinin dürüstçe sorularına karşı sevindiğimi söyledim çünkü öğrencilerimin benimle birlikte kuşkuları ortaya çıkartmalarını isterim. O zaman sorulara yer veririm çünkü kuşkuları ele almanın başlangıç noktası budur.

Peki bir sonraki adım nedir? Bir öğrencinin sahip olduğu şüpheden, Tanrı’nın gerçeğinin güvenine geçmesine nasıl yardım edersin? İşte bu noktada ergen hizmetindeki bazı önden yükselen sesler yanlış yapıyorlar……Biri şöyle der: ‘……imanımızı paylaşmanın en iyi yolu dersler, bilgi ve kesin güven değildir, kuşkudur dersek ne düşünürsün? (sayfa 194)’ (The Theological Turn in Youth Ministry, Andrew Root).

Kara Powell ve Brad Griffin, Fuller Youth Institute’den ‘Sticky Faith’ projesini başlatırlar ve ‘I Doubt it’ adında bir makale yazarlar. Kuşkularınızı paylaşmanız gereken bir yer olmalı derler, bunda iyi ederler. Sonrasında ‘Hristiyan öğrencilerin Hristiyan inancının temellerini anlamaları gerektiğini, böylece inançlarını başkalarına paylaşabileceklerini söylerler. Bu iyi bir şey’ derler.

‘Ancak inanç hakkında tartışmayı öğrenmek belki en iyi yaklaşım değildir’. Yani Griffin ve Powell’e göre inanç savunması “yardımcı olabilir” ama madem bu inanç tartışmadan ibaretse ‘yardım edecek bir yaklaşım değil’ derler. Yani esas olarak inanç savunmasını reddederler. Böylelikle ebeveynler ve ergen hizmeti liderleri kuşkuya karşı kullanabilecekleri değerli bir aleti yitirmiş olurlar.

İyi ki, İsa daha iyi bir yaklaşım sağlıyor. Markos 9:14-29’da, cine tutsak bir oğlanın babası İsa’ya yalvarır, “İman ediyorum, imansızlığımı yenmeme yardım et.” Kuşku ile ilgili ne kadar dürüst bir ifade. İsa’nın karşılığı neydi?  Oğlundan cini kovdu! İsa kanıt sağlar; bir mucize yapar, o mucize kendisi hakkında iddialarını doğrular.

İsa’nın ‘Kuşkucu Tomas’a verdiği karşılık neydi? Dirilmiş İsa’yı görmeden önce Tomas şunu der: “Onun ellerinde çivilerin izini görmedikçe, çivilerin izine parmağımla dokunmadıkça ve elimi böğrüne sokmadıkça inanmam››” (Yuhanna 20:25). İsa Tomas’a görünür görünmez kanıtları gösterir: “‹‹Parmağını uzat›› dedi, ‹‹Ellerime bak, elini uzat, böğrüme koy. İmansız olma, imanlı ol!››” (ayet. 27).

İsa kuşku duyan öğrencilere ilerleme yolu sağlar. Öğrencilere sağlam inanç savunma eğitimi verilirse, Hristiyanlığın gerçeğini doğrulayan kanıtların zenginliğini keşfederler. Böyle kanıtlar onları imansızlıktan, Tanrı’nın gerçeğine güvenen imana götürebilir.

Öğrencilerin kuşkularına, şüphe etmelerine yardım ederek…

Brett Kunkle

https://www.str.org/w/don-t-just-doubt-your-faith-doubt-your-doubts?inheritRedirect=true dan uyarlanmıştır, 20/6/2020’de erişilmiştir. İzinle kullanılır.

Bizi takip edin: