Bir çocuğun tutması gereken yola göre yetiştirilmesi hakkında bir gerçeği bilmenizi isterim: bu iş zor! Aynı anda hem en büyük sevinç hem de daima bir baş ağrısıdır. Çocuğunuzun ruhsal olarak yükseldiğini, bütün gün her çeşit yanlış şeyi öğreten bir kültürde büyürken gittikçe Rab’bi daha çok tanıdığını ve sevdiğini ama aynı şekilde onun dostlarının sayısının azaldığını görürsünüz. Genciniz ne kadar arasa da ergen yıllarını kendisi ile paylaşacak kafa dengi birini bulamaz. Ergen çocuğunuzun dar yolda yürüdüğünü görürsünüz ama o yolda zaten insan trafiğinin az olduğunu da fark ediyorsunuzdur, hele ortaokul ve lise yıllarında. Gencinizin kendi dünyasındakilerin hiç ilgilenmediği şeylerle ilgilendiğini fark edebilirsiniz. Ve onun Mesih’te köklenen güzel ve parlak ruhunu görüp sevinebilirsiniz. Ve ilerleyen yıllarda onun dostlar, paydaşlık kuracağı kişiler ve arkadaşlar bulmak için nereye bakacağını merak edip gözyaşlarınızı silersiniz.
Bütün bunlarda, yani hem sevinçte hem de kaygılarda, eninde sonunda her şeye değeceğini anımsamalıyız. Aslında şimdi bile değer. Gencinizin Mesih’i tanımasını, cidden O’nu görmesini ve O’na güvenmesini görmeye değer.
Soru bu yolda çocuklarımızın gelişip gelişmeyeceği değil. Olası reddedilmenin veya yalnızlığın ya da kendi içindekilere değer veren bir yerde yabancı olarak yaşamanın üstesinden gelebileceği de değil. Üstesinde gelirler. Öyle yaparlar ve gelişirler. Her şeye katlanabilirler. Sıkıntılara ve acılara dayanacaklar, lisede kalabalığın içinde tek bir teşvik işaretini ararken çekecekleri acılara dayanabilirler. Tek bir ‘seni bekliyoruz, gel bizimle otur’ gibi bir ipucunu bile. İsa’yla beraber çocuklarımız bütün bunlara ve daha fazlasına dayanabilirler.
Gerçek soru şudur: ebeveynler olarak bu planı yürütmek için gücümüz ve cesaretimiz var mı yok mu? Yani popülerliği ve geçici yücelikleri unutup, çocuklarımızı sonsuz değerlere yönlendirmektir hedef. Soru şu: Mesih’in kendisi her durumda çocuklarımız için yeterlidir. Mesih’i öncelikleri yaptıkları için çocuklarımızın çektikleri acıların ve yalnızlığın sıkıntılarıyla dolu olan ergen yıllarında, onları ve kendimizi destekleyeceğine inanıp Mesih’e yönelip yönelmeyeceğimizdir asıl soru. Çocuklarımızın acı çektiğini görünce pes mi edeceğiz? Yoksa bu sıkıntılarda bile onlara Mesih’le özdeşleştiklerini mi hatırlatacağız.
Çocuklarımızın yürekleri Tanrı’ya hassas olsun, onların Mesih’e radikal bir şekilde adanmış olmaları için dua ettiğimizde, bunun ne anlama geleceğine hazır olmalıyız. Ve birbirimize daima şunu hatırlamalıyız: “bütün bunlara değer”. O, değerdir. Kayıtsızlık ve umutsuzluk yüzünden duyarsızlaşmış bir dünyada sadık bir yolculuk yapan çocuklarımızı koruyacak Tanrı’ya sığınabiliriz. İşte dua ettiğimiz şey budur. Kalbimiz kırılsa bile Tanrı bizim bu planı sürdürmemiz için bize iman ve dayanma gücü versin. Mesih’i izlemek kolay değil, ama değer…
https://yourmomhasablog.com/2018/12/23/count-the-cost-of-raising-true-disciples-and-know-that-its-worth-it/ 7/2/019 erişilmiştir