1997 yılında Earl Woods oğlu Tiger’la bir kitap yazdılar, kitabın ismi Training a Tiger: A Father’s Guide to Raising a Winner in Both Golf and Life (Bir ‘Tiger’ı yeştiştirmek: Bir Babanın Hem Golfta hem de Hayatta Kazanan Yetiştirme Rehberi). Hırslı okurlar, Tiger Woods’un babasının yaptığı gibi küçük çocuklarını nasıl bir spor şampiyonuna dönüştürebileceklerinin sırrını öğrenmek istediler.
Kitap çıktıktan sonra Tiger Woods’un golfta kazanan biri olmak için doğduğunu öğrendik, ama hayatında farklı bir öykü olduğunu da öğrendik. Hem pastörlerin bildiği hem de istatistiklerin gösterdiği gibi Amerikalıların zorlandığı bir konuda Tiger Woods da feci bir şekilde başarısızdı: “evlilik.” Ama Earl Woods’un kitabının ana amacı doğrudur – çocuklarımızı onların olmak istedikleri, umdukları şeylere göre yetiştirmemiz gerek.
Çocuklarımızın, torunlarımızın ve yeğenlerimizin mükemmel atlet, sanatçı ya da diğer dallarda ‘başarılı’ kişilerin olacağını düşünmeden edemiyoruz. Gençken onların yeteneklerini görürüz ama bu yeteneklerin onları nereye kadar götüreceğini merak ederiz. Belki sahneye, belki olimpiyatlara… Ya da en azından bu yetenekler onları bir üniversiteyi burslu okumaya götürebilir mi? Çocukların ‘tam potansiyelleri’ adına ebeveynler sayısız fedakarlığı yapmaya hazırdırlar.
Oysa bir küçüğün yüzüne bakıp ‘büyüyüp evlendiğinde onu harika eş olarak görmeyi çok isterdim’ hiç düşündün mü?
BÜYÜ TOZU YOKTU
Evlilikleri yıkan ve herhalde evliliklerin sayısını azaltan bir yalan var. Yalan şudur: kişisel karakter gelişimi ve gelecekteki ailelerimizin ihtiyaçlarından önce çocukluğumuzda ve gençliğimizde kişisel başarıya daha çok önem verebiliriz. Evlenir evlenmez bencil olmayan bir düşünce tarzının ortaya çıkacağını düşünüyoruz. “Bay Doğru” ve “Bayan Mükemmel” karşılaşır, evlilik yemini eder. O anda aniden evliliğin büyülü tozu üzerimize düşer ve gerçek yaşam taleplerine hazır olan, bencil olmayan insanlara dönüşeceğimizi düşündüren bir fikrimiz vardır evlilik hakkında. Evliliğin ciddi ve gerçek zorluklarına hazır olacağımızı öğreten bir yalandır bu.
Büyü tozu yok! O düğün törenine nasıl girdiysek, yani yüreğimizde köklenmiş, derin alışkanlıklarımızla ve eğilimlerimizle, öyle çıkarız o törenden. Fakat o andan itibaren çok daha sorumluluklarımız vardır.
Gelecekte karı kocaların ebeveynleri olarak yetenekli, gözde, süper starları değil, Tiger Woods’un başarısız olduğu evlilikte başarılı olacağı erkekler ve kadınlar yetiştirmeyi daha çok düşünmemiz gerek.
PRATiK BiR DERS: YEMEK ZAMANI VE KiLiSE iBADETi ZAMANI
Öyleyse geleceğin karı-kocalarını nasıl yetiştiririz? Yemek zamanı ile olabilir. Ebeveynler, çocuklar için muazzam fedakarlıklar yaparlar, ama çocuklardan aileleri uğruna hiç fedakârlık istemezler. Yemek zamanı aile fertlerinin, bütün ailenin iyiliğini aramasına yönelik– hatta ondan zevk almasına çağrıda bulunun.
Aileyle sofrada birlikte olmak için geçerli ve meşru uğraşlardan bile vazgeçen aile fertleri, yüzlerce tekrarlamadan oluşan, ailenin iyiliğinin fedakarlık gerektirdiğini öğrenir. (Çocuklar, Tanrı’nın sureti olan insanlar hakkında önemli bir teolojik gerçeği öğrenir – paydaşlık ve eylem, ikisi eşit önemli). Öte yandan, aile sofrası çocuğun hayatından bir şey gerektirmiyor olsa bile, çocuğun kendi hayalleri ve uğraşlarından, ailenin iyiliğinin daha önemli olduğunu gizemli bir şekilde öğrenir.
Yemek zamanı ne kadar önemliyse, kilise zamanı da o kadar önemlidir. Eskiden pazar günlerinde takımlar spor maçları yapıyorlardı. Artık ebeveynler karar vermeliler: takımın ‘maç’ çağrısı Tanrı’nın tapınma çağrısıyla çakışırsa, kim kazanır?
Kültürümüz spora değer veren yüreğimizi o kadar iyi yetiştirdi ki, çocuğumuzun bir müsabakaya katılmamasını istememizi düşünmek bile mümkün değil (‘iyi ebeveyn’ olamıyormuşuz. Hele ki çocuklarımız gözyaşlarıyla yalvarıyorlarsa). Ama o futbol formasının altında gelecekte bir karı, bir kocanın iki yoldan birinde yetiştirilen bir yüreği var. O yürek, kişisel iş ve arzularına değil; Tanrı, aile ve kiliseye öncelik verir. Ya da Tanrı, aile ve kiliseye değil, kişisel işlerine ve arzularına öncelik verir.
TÖVBE YARIŞI İÇİN ERKEN YETİŞTİRME
Pavlus babalara “çocuklarını Rabbin terbiye ve öğüdüyle büyütün” diyor (Ef. 6:4). Sadece 4 ayet önce evliliğin yüce çağrısından, yani kadının kiliseyi, kocanın da Mesih’i resmettiğini yazıyor (5:22–33). Her bir çocuk evlenmeyebilir, ama onları evlilik için hazırlamak onları on binlerce fedakâr eylemleri içeren Mesih’e hizmet etmek için hazırlar. Calvin, imanlılar hakkında, şöyle yazar “Tanrı onları hayat boyu tövbe yarışmasına tayin eder” (Institutes of the Christian Religion 3.3.9). Hıristiyan evlilikte bir erkek ve bir kadın bu tövbe yarışmasında birlikte koşmaya çağrılırlar. Bu yarışma için hazırlık çocukluğunda başlar, yoksa son yıllarda zar zor öğrenilir – ya da öğrenilmez.
Çocuklar ailede kendilerine nasıl bakarlarsa büyüdükten sonra evlilikte – hem de Rab ile ilişkide — aynı şekilde kendilerine bakarlar. Bazı makbul etkinliklerini yapamayacaklarını ısrar ediyorsak çünkü evimizi yoğun ve bencil kişilerin gece boyunca park yerine dönüştüreceğini düşünüyorsak çocuklarımızın geleceğini mahvetmiyoruz, o geleceğe yaptırım yapıyoruz. Pazar günlerinde ibadete katılmaya ısrar ediyor, futbol programındansa tapınmayı el üstünde tutuyorsak, çocuğumuzun geleceğini mahvetmiyoruz, ona yaptırım yapıyoruz. Yani geleceğin bir karısını, bir kocasını yetiştiriyoruz.
BİR KİŞİ ÇOCUĞUNUZUN ‘EVET’İNE GÜVENECEK
Çocuğunuzun geleceğini ve olası evliliğini düşünmeyi unutmayın, sadece senin çocuğunun geleceği söz konusu değildir. Çünkü şehrin başka mahallesinde, Türkiye’nin başka ilinde yoksa dünyanın öbür ucunda başka bir kız ya da erkek var ve o kişi bir gün çocuğunuzun karşısında durup, hayatını onun ‘evet’ine emanet edecektir. Ve öyle olunca on binlerce bencil olmayan eylemi içeren bu destansı adanmışlığa ve bu güvene de kahyalık etmeye hazır olacak mı?
Gelecekteki damadınız ya da gelininiz gelecekteki spor şampiyonunu değil, gelecekte olacak karı ve kocayı yetiştirmenizi çok daha fazla ister.
https://tabletalkmagazine.com/posts/raising-future-husbands-and-wives/ 2/7/2019 erişilmiştir. İzinle kullanılmıştır