Geriye dönüp baktığımda, acaba insanlar benim bir nebze de olsa anne çocuğu olduğumu düşünüyorlar mı diye merak ediyorum. Ben istikrarlı bir evde büyüdüm ve her iki ebeveyni de sevdim ve saygı duydum. Her biriyle düzenli olarak vakit geçirdim. Ama her zaman anneme daha yakındım. Eğer bu benim çocukluğum için doğruysa, gençliğimde daha da belirgindi. O yıllarda annesine ihtiyaç duyan bir çocuktum, genç bir adamdım.

Erkek çocukların babalarına ihtiyacı vardır, bunu biliyoruz. Erkek çocuklar babalarının erkekliğe örnek olmalarına, bir kadına duydukları sevgi ve şefkati örnek almalarına, onlara ihtiyaç duyacakları yaşam becerilerini öğretmelerine ihtiyaç duyarlar. Kızların da babalarına ihtiyacı var. Babalarının onları korumasına, onlara şefkat göstermesine ve bu şekilde sağlıklı fiziksel sınırlar sergilemesine ihtiyaçları var. Babalarının erkek çocuklarını uzak tutmasına ve sonunda o özel çocuğu kutsamasına ihtiyaçları var. Kızların annelerine ihtiyacı var. Kadınlığa örnek olacak, onlara kadın olmayı öğretecek, eğitecek, sabır ve bilgeliği örnek alacak annelerine ihtiyaçları var. Bu ilişkilerin her biri için kitaplar, bloglar ve vaaz örnekleri bol miktarda bulunmaktadır. Peki ya oğlanlar ve anneleri?

Erkek çocukların annelerine ihtiyacı var; buna inanıyorum. Hatta neredeyse erkek olan ergenlik çağındaki oğlanlar bile. Kendi hayatıma dönüp baktığımda bunu görüyorum. Bu çalkantılı ergenlik yıllarımda annemin benim birincil danışmanım ve en güvendiğim arkadaşım olduğunu söylemek abartı olmaz. Akran arkadaşlarım olmadığından değil ama o arkadaşlarımdan hiçbiri beni onun kadar etkilemedi. Kendisi akşam yemeğimizi hazırlarken okuldaki zamanım hakkında sık sık sohbet ederdik. Sırf konuşabilmek için ayak işlerine onunla giderdim. Ona güvendim ve onun bilgeliğine, düşüncelerimi ve duygularımı yorumlamasına güvendim. Kızlar ve Tanrı hakkında, ayrıca düşündüğüm ve deneyimlediğim diğer her şey hakkında konuştuk. Fiziksel sevgi konusunda ona güvendim. Birçok yönden onun gibi olmak, hayatımın ve karakterimin çoğunu onunkini örnek alarak modellemek istedim. Gerçekten ancak Aileen hayatıma girdiğinde bu dostluk, bu bağımlılık azalmaya başladı. Çocukluğumda en önemli kadınla olan ilişkim, yetişkinliğimde en önemli kadınla olan ilişkim arttıkça annemle olan sohbetlerim yavaş yavaş azaldı ve eşime kaydı. Birincisi beni bir şekilde ikinciye hazırlamıştı.

Bir erkek çocuk ile annesi arasındaki ilişki benzersiz ve değerlidir. Ne yazık ki, sanki bir erkek çocuk ile annesi arasındaki yakınlık bir uyarı işaretiymiş gibi, sanki gizli bir kadınlığa, hatta belki de eşcinselliğe işaret ediyormuş gibi, çoğu zaman şüpheyle baktığımız bir şey. Annelerine yakın ya da çok yakın olan erkek çocuklar için isimlerimiz var; onlar annelerinin erkek çocukları, hanım evlatları ya da anne kuzusu. Annesine yakın olan erkek çocuk, güçlü değil zayıf olduğuna inandığımız bir erkek çocuktur.

Ancak James Dobson, Bringing Up Boys adlı kitabında annelere ve oğullara bir bölümün tamamını ayırıyor ve şunu söylüyor: “Erkek çocukları ile anneleri arasındaki erken dönem ilişkilerin kalitesi, yaşam boyu sürecek psikolojik ve fiziksel sağlığın güçlü bir göstergesidir.” Annelere yazan Kevin Leman şöyle diyor: “Oğlunuzun hayatındaki adamın… her ikisi de erkek olduğu için onun üzerinde en fazla etkiye sahip olacağını düşünmek doğal olsa da, tam tersi doğru. Oğlunuzu doğrudan etkiliyorsunuz ve onun olacağı adam üzerinde çok daha büyük bir etki yaratıyorsunuz.” İncil’de Timoteos’un, annesi ve büyükannesi tarafından eğitildiğini ve yetiştirildiğini (2 Timoteos 1:5), Süleyman’ın oğlunu annesinin öğretisinden ayrılmaması konusunda uyardığını görüyoruz (Özdeyişler 1:8), Yakup’un Rebeka’ya olan yakınlığını görüyoruz (Yaratılış 27). Tarihte ve kilise tarihinde, babaları kadar anneleri tarafından da şekillendirilen birçok büyük adamla, kim olduklarını annelerinin etkisine atfeden birçok büyük adamla karşılaşırız.

Ve yine Hıristiyan çevrelerde bile, çocuk yürüme aşamasını geçtikten sonra, erkek çocukları ile anneleri arasındaki ilişkilere çok az ilgi gösterilir. Nadiren bahsedilir ve nadiren kutlanır. Annesiyle çok fazla zaman geçiren bir çocuğa hâlâ şüpheyle bakıyoruz. Hâlâ o şüphe var; o mantıksız ve haksız şüphe. Bir çocuğun zorunlu olarak babasına annesinden daha yakın olması gerektiği korkusu hala mevcut.

Bugün benim de ergenlik çağında bir oğlum var. O ve ben yakınız ama onun ve Aileen’in daha yakın olduğundan şüpheleniyorum. Aralarındaki eşsiz ilişkiyi görüyor ve mutlu oluyorum. Onunla paylaşır, ona güvenir, ondan şefkat görür. Bu da güzel, bu bana mutluluk veriyor. O da benim gibi annesine ihtiyaç duyan bir çocuk. Benim sahip olmadığım bir bakış açısıyla bu gelişim yılları boyunca ona rehberlik edeceğine inanıyorum. Annesiyle olan ilişkisinin bir şekilde onu karısıyla yaşayacağı ilişkiye hazırladığına inanıyorum. Belki o da benim gibi John Wesley’in sözlerini tekrarlayabilir ve şöyle diyebilir: “Hristiyanlık [ve yaşam] hakkında İngiltere’nin tüm ilahiyatçılarından daha fazlasını annemden öğrendim.”

http://www.challies.com/articles/boys-need-their-moms      21/2/2016 erişilmiştir.   İzinle kullanılmaktadır

 

Bizi takip edin: