Eminin ebeveynlik hep karışık ve zor bir işti. Her ebeveyn nesli kendi zamana ve bağlamına özgü özel konularla uğraşması gerekti. Ama sanırım teknolojik dönüşümünün eşiğinde çocuklarını yetiştiren ebeveynler özel zorluklarla yüzleşir. Onların bilinmedik bir yolu aşmaları lazım. Bugün dijital dünyada çocukları yetiştiren ebeveynler tam bunu yapıyorlar. 

Eminim çoğumuz, çoğu zamanlarda başarısız olduğumuzu hissederiz. İçimizde çocuklarımızın, çocukluklarının çok fazla zamanını ışıldayan cam dikdörtgenlere tıklayarak geçirdiklerine dair derin bir his var. Çocuklarımız doğada daha fazla zaman geçirmedikleri ya da harika kitapları okumadıkları için içimizde suçluluk hissederiz. Ve çoğu zaman yukarıdakileri yapmak istemedikleri için hayal kırıklığına uğrarız. 

Çocuklar daha küçükken ebeveyn olarak onların zamanlarını ve aktivitelerini biraz daha denetleyebilirsek bu durumla baş etmek daha kolaydır. ‘Onu kapatıp dışarıya çık, orada oyna!’  Ama onlar büyüdükçe ve daha bağımsız olup kendi cihazlarını aldıkça iş daha zor olur. Onlara daha çok özgürlük vermemiz gereken yaşa gelirler ama bu özgürlüğü sadece telefonu/bilgisayarı tıklayarak, oynamak ve sörf yapmak için kullanırlar. Çoğu genç okuldan gelir, odalarına gider, kapıları kapatır ve YouTube, Instagram ve milyarlarca dijitale, dikkati dağıtan eğlencelere dalarlar.  

Zaman zaman ebeveyn suçluluğumuz eyleme dökülür ve bazı değişiklikler yapmaya karar veririz. Fikirler üretip ailemize ilan ederiz: ‘Teknoloji sepetimiz olacak ve herkes eve gelince bütün cihazlarımızı sepete koyup hoş bir aile akşamı yapacağız.’ İlk sefer harika geçer ve sosyal medyada dostlarımıza bu hayat değiştirecek değişikliği anlatırız ve eğlenen ailemizin fotoğraflarını da paylaşırız. İkinci defa sadece ‘orta şekerli’ olur, fotoğraflar paylaşmayız. Ve hemen hemen her zamanki gibi maalesef üçüncü sefer olmuyor. 

Bunun ardından çocuklara sorumluluktan bahsederiz; cihazlarla daha az zaman harcasınlar diye gözleri ‘şaşı olan’ sakat baba hikayeleri anlatırız. Ama onlar çok az değişirler, kendimiz de az değişiriz. Biz de telefonlarımızı yüzlerce defa çıkarırız cebimizden ve onsuz kuyrukta bekleyemeyiz, onsuz tuvalete bile gidemeyiz. Çocuklarımız neden farklı olsunlar ki?  

Dijital dünyada ebeveynler olarak kendimizi ve çocuklarımızı bir plajdaki kumlara diktik sanki. Sular yükseldikçe yükseliyor ama biz bu gelgiti durdurabileceğimizi düşünürüz. Kaçınılmaz olarak adım adım yükseliyor ve eninde sonunda kumdan kaleler gibi planlarımız da eriyip gider. Sanki bir karşı konulmazlık var bu konuda, yani çok geçmeden hepimiz sürekli cihazlara bakmış olacağız. Nitekim cihazlarımızın sanki kendi ‘iradeleri’ var; aslında onları isteği de budur.  Hayatımızın odak noktası, hayatımızın hakimi olmak isterler. 

Öyleyse ne yapmamız gerek? Böyle bir dünyada nasıl iyi yaşarız? Çocuklarımızın en yoğun geliştiği yıllarda çocuklarımız için her şeyi berbat etmediğimize nasıl emin olabiliriz? Aile hatırlarımızın sadece hepimizin aynı odada, ekranlarımıza bakar şekilde olmayacağına nasıl emin olabiliriz? Dürüst olmam gerekirse bilmiyorum. Bu konuda emin değilim.

Çoğu ebeveyn gibi Aileen ve ben çocuklarımıza cihazları verdik. Aslında kendimizi tam rahat hissetmeden önce verdik ama onların dostlarının ebeveynlerinden daha geç bir zamanda verdik.  Çocuklarımızın bu cihazları almalarını istemedik ama onları sosyal alanda felç etmek istemedik.  Üstelik okullar bu cihazların alınmasını talep ediyorlar. Tabii ki ailemizin online’da karşılaşabileceği olumsuzluklardan korumak için çok çalıştık. Bildiğim kadarıyla planımız çocukluklarımızı kirletecek berbat şeylerden korumuştur. En azından bu konuda başarılı olduğumuzu düşünürüm (şu ana kadar!) Ama zamanlarını yönetmelerine yardım etme konusunda – cihazları maksatlı ve özdenetimle kullanmaları konusunda — o kadar başarılı değiliz. Yine de biz de kendi hayatımızda bu konuda o kadar başarılı değiliz. Su plaja hep yaklaşıyor.

Bütün bunları söyledikten sonra aşağıda bazı düşüncelerim var; ben ailemde isteğe bağlı şekilde uygulamaya çalışıyorum.

  • Ebeveyn ol. Tanrı seni ebeveyn yaptı, o yüzden çocuklarına önderlik etmek için hem çağrın hem de yetkin var. Onlar sana karşı ne kadar çıkışırsa çıksınlar onların yönetilmeyi istediklerine cidden inanıyorum. O zaman önderlik et. Ama bunu yumuşak ve iyilikle dolu şekilde yap ve şunu bil: teknoloji sepeti fikriyle sadece bir iki kere durumu berbat edebilirsin, ardından sana olan güvenleri erimeye başlar. 
  • Yalnız olmadığından dolayı teşvik al. Ben daha büyük yaşlı çocukların ebeveynleriyle konuştum ve çok az ebeveynin bu konuda başarılı olduğuna derin güvenleri var.  Çocuklarınız 6 ya da daha küçükse biliyorum her şeyi çözdüğünü düşünüyorsun ama onlar 15-17 yaşındayken bana gel. Çocuklar büyüyünce yani gençken kolay olan daha zor hale gelir. O zaman boğuşuyorsun; çocuklarınızın aynı yaşta olduğu bir aile ile dürüst bir sohbet yap ve onların da ne kadar mücadele ettiklerini duyarsın. Bu da tuhaf bir şekilde teşvik vericidir aslında.
  • Örnek ol. Çoğumuz, çocuklarımızın cihazlarını yönetme konusunda uygun bir şekilde yardım etmiyoruz çünkü kısmen kendi cihazlarımızı da yönetmiyoruz. Sen de YouTube’u saatlerce seyrederken çocuklarının sadece yarım saat seyretmesini zorunlu kılmak bir ‘ebeveyn hareketi’ değildir. Kabul etmekten nefret ediyoruz ama çocuklarımızın davranışlarının çoğu öğrenilmiş davranışlardır. Ve kimden öğrendiklerini bilmek istersen, herhalde aynada gördüğün kişi ile başlaman lazım. 
  • Dijital eğlencelerin arasındaki farkları tespit edin. Netflix’i seyretmek ve Roblox ya da Minecraft’ı seyretmek farklı şeyler. Biri aklı işletmiyor öbür ikisi ise yaratıcıdır. Angry Birds oynamak ve Audible’ı dinlemek farklı şeyler – biri sadece eğlence ama öbürü bilgiyi artırabilir ve aklı geliştirebilir. Sorun şu: ikisi aynı cihazda bulunur (hatta aynı zamanda olabilir). O zaman endişemiz şu: sırf cihazın kullanılması değil, nasıl kullanıldığı. 
  • Kendi çocukluğunu idealleştirme. Kendi çocukluğumuzun bizim çocuklarımızınkinden daha iyi olduğunu düşünebiliriz. Kaygısız yaz günlerinde harika ve yaptığımız büyük şeyleri hatırlarız. Ama aslında biz de büyük ihtimal zamanı boşa harcıyorduk, sadece farklı yollarla. Benim yaz aylarında yanıcılarla oynamamın başka kişilerin online oyunlarla oynamalarından daha iyi olup olmadığına emin değilim. Birkaç saat Archie çizgi çocuk kitapları okumam mı daha iyi yoksa aynı birkaç saatte iphone oyunları oynamaları mı daha iyi bilmem.  
  • Daha az zamana ve daha çok sorumluluklara odaklanın. Her yaştaki çocuğun çeşit çeşit yapması gereken işleri var; bence dikkatimizi onların işlerini yapmasına ve bir derece mükemmel bir şekilde yapamamasına yönlendirmeliyiz. Benim için en önemli olan onların oyun oynadıkları zaman değil, ödev yaptıkları, iyi notlar aldıkları ve işleri sağlam bir şekilde yapmaları.   
  • Alternatifleri sağla. Eğer çocuklardan cihazlarını alırsanız doldurulması gereken bir zaman boşluğu açmış bulunuyorsun. Arkadaşlara gidip zaman geçirsinler diyebilirsin ama büyük ihtimal dostları da ekranlara bakıp duruyorlar. O zaman alternatif eylemler sağla çocuklarına – tabii ki onların yapmak istedikleri aktiviteler olsun! Belki birlikte zevkle yapabileceğiniz aktiviteler bulursun. 

Yol açan olmak bence hiçbir zaman kolay olmadı. Belki yeni keşfedilmiş topraklar üzerinde yol açanlar sonra açtıkları yolların o kadar iyi olmadığını düşündüler. Alanı daha iyi öğrendikten sonra geri dönüp daha iyi yollar yaptılar. Sanırım bizden sonra gelen ebeveyn nesli, çocuklarına önderlik etmeyi çok daha iyi bilecekler. Şimdi bize meydan okuyan şudur: bu dijital dünyanın hayatı hakkında öğrenmemiz ve öğrendiklerimizi hem kendimize hem de çocuklarımıza uygulamamız. Hepimiz bunu öğrendikçe en iyisini yaptığımızı düşünüyorum.

https://www.challies.com/articles/when-parents-feel-like-we-are-mostly-failing-most-of-the-time/    23/3/2020 erişilmiştir. İzinle kullanılıyor

On 3/23/2020

 

 

 

 

Bizi takip edin: