Her birimiz alışveriş merkezinde kontrolden çıkmış- ağlayan, sesini yükselten, inatlaşan çocukları görmüşüzdür. Ebeveynlerse sözde sessizce konuştuklarını sanarak kontrolü ele aldığını göstermeye çalışıyorlar. Oysa hepimiz bunun sonunda bir patlama geleceğini biliyoruz.
Çocuk devam ettikten bir süre sonra ebeveyn dayanamayacak ve bağırmaya başlayacak. Çevresindeki insanların varlığı umurunda bile olmadan. Hatta bazı ebeveynler başka seçeneğinin olmadığını bile düşünebilir. Sonuçta çocukları çok yaramaz ve bunu yapmaya onlar zorladı! Bağırmak gerek!
Çocuğumuz olmadan önce bu zavallı babaya acıyarak veya küçümseyerek bakardık. ‘Ben asla çocuklarıma bağırmam.’ Ama çocuklarımız olduktan sonra, bir gün o gün gelir – her şey çok ağır gelir. Ve bağırırız.
Ne yazık ki bu bir sorun. Maalesef, birkaç baba için, bağırmak artık alışkanlık haline gelir. Belki de haklı çıkmak istiyoruz. ‘Eğer bağırmazsam, çocuklarım beni dinlemez.’ Ama hepimiz şunu biliyoruz: bağırma ‘Rabbin terbiye ve öğüdüyle büyütmek’ten ziyade ‘çocuklarınızın öfkesini uyandırır’ (Ef 6:4).
İşte, Hristiyan babaların çocuklarına bağırmamaları gerektiğinin 3 nedeni.
- Bağıracak çok şey var.
Düşünün. ‘Bağırmaya değer’ olan her şey hakkında bağıracaksak, daima bağırmamız gerekir. 5 yaşındaki çocuğunuz siz görmeden kaloriferi çok fazla açar ve sizi sanki diri diri yakar. 6.Sınıfta olan çocuğunuz yıllık bilim projesi için projenin sunulması gereken günden önceki akşam tam yatmak üzereyken yardımınızı ister. Yerde dökülen litrelerce sütten bahsetmiyorum bile.
Aile hayatı, lunaparktaki hız treni gibidir. Ama bu trende yol boyunca sürekli bağırmak için biraz fazla uzun. Babalar olarak görevlerimizden biri de evdeki kızgınlık seviyesini indirmek, ortamı sakinleştirmektir. ‘Bağırmaya değer’ olaylar çıkınca sakin olun, yumuşak konuşun.
- Çocuklarınız sözlerinizin değerini bilmeli.
Sözlerimiz önemlidir, özellikle de bir babanın sözleri… Bağırdığınızda çocuklarınızın karşılık vermesi gereken sözlerin içeriği değil, yükselen sesinizdir. Bir çocuk belki bunu söyleyemez ama yavaş yavaş şunu düşünmeye başlayabilir: ‘Babamı dinlemem gerekmiyor….ta ki bağırana dek.’
Çocuklarına (onlar üzerindeki yetkine dayanarak), yumuşak bir sesle ve nazikce oyuncaklarını toplamaları gerektiğini söylediğinde, dikkat edip itaat etmeleri gerektiğini bilmeli. Tanrı’nın verdiği yetki sayesinde bir baba olarak sözlerin bağırmandan daha önemlidir.
- Tanrı adına konuşuyorsun.
Ve bu bizi son noktaya getiriyor. Kutsal Kitap boyunca ebeveynlerin konuşma şekillerinin Tanrı’yı çocuklara nasıl temsil ettiğini görüyoruz.
Eğer çabuk ve kısa bir çalışma yaparsan, Tanrı’nın çok az bağırdığını göreceksin. O sadece konuşur.
Tanrı’nın bağırması gerekmez çünkü her şeye gücü yeter. Konuştu ve evren oluştu. Tanrı günahlı şekilde öfkelenmez. Yavaş öfkelenir, sevecenliği ve sevgisi boldur.
Bu sevecen ve güçlü Tanrı, çocuklarınıza da konuşmak ister ve Tanrı kendisini temsil etmen için seni seçti! Bu gerçeklik sadece sözlerini değil, ses tonunu ve sesinin yükselişini de kapsar.
Sadece İsa Mesih, Kutsal Ruh aracılığıyla, Tanrı’nın karakterini yansıtmak için sözlerini dönüştürebilir ve kutsal kılabilir. O zaman, çocuklarınla nasıl etkileşime girmen gerektiğini merak ediyorsan, şimdi dur, O’nun lütfunu iste, yalvarıyorum.
Çocuklarına kendisini temsil etmek için seni seçen Tanrı yardım etmek konusunda hevesli ve hazırdır!
https://www.growingfathers.com/three-reasons-not-to-yell-at-your-kids/ 9/7/2022’de ulaşılmıştır. İzinle kullanılıyor.