girl_angry

 

“Onu almak istiyorum.

Neden?

Çünkü herkes onu alıyor.”

(Ya da yapıyor. Ya da giyiyor…)

 

Bu evlerimizde sık sık geçen bir sohbettir. Konu ne olursa olsun – yeni teknoloji, moda olan şeyler, en popüler ayakkabı – herkes gibi olalım diye bazı şeyleri istek listemize eklemek aslında bir tehlikedir.

 

Bu tehlikeli sözler evlerimizi altüst ediyor. Çocuklarımıza istedikleri her şeyi verdiğimizde (çünkü herkes söz konusu o şeyleri alıyor) onların çocukluk dönemlerini yaşamadan hızlıca yetişkinliğe geçmelerine yol açmış oluyoruz. Kendi ipod ve akıl telefonları olan teknolojiye bağımlı 6 yaşında çocuklarımız var. Onlar için hiç bir kısıtlama yok. 11 yaşındaki çocuklar sokakta futbol oynayacaklarına, tanımadıkları kişilerle internette kanlı oyunları oynuyorlar. 13 yaşındaki kızlarımız Victoria Secret kataloglarına bakar, oradan kıyafetler aldıktan sonra artık yaşlarından daha büyük kızlar gibi görünürler.

 

Neden hiç kısıtlama getirmeden çocuklarımıza hep ‘Evet’ deriz? Emin değilim ama bence aşağıdaki 6 madde sebeplerden bazıları olabilir:

  1.  Çocukların istedikleri şeyleri hemen verme davranışımızın  gelecekte yaratacağı sonuçlar hakkında çok düşünmüyoruz.
  2.  Yaşayamadığımız hayatı çocuklarımızın yaşamalarını istiyoruz.
  3.  Tepki vereceklerini bildiğimiz için çocuklarımıza ‘Hayır’ demekten korkuyoruz. Her isteklerine ‘evet’ dediğimizde kendilerinin sevildiklerini hissedeceklerini düşünüyoruz.
  4.  Arkadaşlarından farklı olmak zor olduğu için çocuklarımızın arkadaşlarına benzer olmalarını istiyoruz.
  5.  Pes etmek daha kolay diye düşünüyoruz.
  6.  Bazen kendimizi bile bu “salgına” karşı koymak konusunda zorluk çekiyoruz.

 

Bu “salgın virüsün” belirtileri hakkında kendinize şu soruları sorun:

Sık sık ihtiyacınız olmayan şeyler satın alıyor musunuz?

Alış veriş yaparken ne kadar harcadığınızı denetleyebilir misiniz?

Zengin, ünlülerin hayatlarına imreniyor ya da kıskanıyor musunuz?

Komşularınız sizde olmayan bir şeye sahip olduklarında kendinizi  kötü  hissediyor musunuz?

Başkalarının elindekiyle kendinizi değerlendiriyor musunuz?

Alış veriş yapmak sizin için ‘kaçma yollarından’ biri midir?

Mal mülkünüzü başkalarını etkilemek için kullanıyor musunuz?

Mal mülkünüzü dostlarınızla kendinizi karşılaştırmak için kullanıyor musunuz? Kullanıyorsanız sizin malınız ‘daha iyiyse’ kendinizi üstün hissediyor musunuz?

Sık sık ‘keşke ….., alabiliriz…,  istiyorum….’ gibi kelimeler kullanıyor musunuz?

Bazı şeyleri isteseniz de alamamaktan şikayet ediyor musunuz?

Daha çok harcamaktan mı yoksa daha çok biriktirmekten mi bahsediyorsunuz?

Sık sık ‘Keşke daha çok param, daha çok malım olsaydı. Olsa hayatım tam olurdu’ diye düşünüyor musunuz?

 

Luka 12:15 Sonra onlara, ‹‹Dikkatli olun!›› dedi. ‹‹Her türlü açgözlülükten sakının. Çünkü insanın yaşamı, malının çokluğuna bağlı değildir.››

 

Peki çözüm nedir? 

 

Belki küçük bir ‘hayır’la başlar. Sadece ‘başkaları da alıyorlar’ diye biz almayacağız, ya da yapmayacağız. Bazı şeyleri almayı istemek iyi olabilir ama bir şeyi sevdiğin ya da sevilmek için almak istemen çok farklıdır.

 

Belki “ne yaptığınızı, niye yaptığınızı” bilmekle başlar. Kültürün ailenize önderlik, rehberlik etmesine izin vermeyin. Kültüre izin verirseniz kesinlikle eder. Ailemizin önderinin toplum olmasını ister miyiz?

 

Belki ‘gerçek’le başlar. Yok, hayır herkes …………….. (Boşluğu siz doldurun) yapmıyor/almıyor. Başka kişiler ……………….. (Boşluğu siz doldurun) sahip değiller. Dünya size ‘sadece sen buna sahip değilsin’ der ama bu bir yalandır!  Başka aileler bu akıntıya karşı yüzüyorlar!

 

Belki başarısızlıkla başlar. (Aşağıda bir öğretmenin çok sevdiğim sözleri var).

 

“Bazı ebeveynler kendi çocuklarının başarısız olmalarını istemezler. Benimkiler varsın başarısız olsunlar. O zaman nasıl bir daha ayağa kalkabileceklerini öğrenecekler. Kendi istek listelerindeki her şeyi almalarını istemiyorum; o zaman eldekiyle mutlu olacaklar ve elde olmayan için çalışmayı öğrenecekler. En azından umarım 1 ya da 2 nefret ettikleri öğretmenleri olur. O zaman gerçek dünyada beğenmedikleri insanlarla, hatta beğenmedikleri patronlarla nasıl çalışacaklarını öğrenecekler’

 

Belki onlara dünyadaki çoğunluğun nasıl yaşadığını göstermekle başlar. Mesela açlık dünyada gerçekten ciddi bir sorundur!

 

İbraniler 13:5 Yaşayışınız para sevgisinden uzak olsun. Sahip olduklarınızla yetinin. Çünkü Tanrı şöyle dedi: ‹‹Seni asla terk etmeyeceğim, Seni asla yüzüstü bırakmayacağım.››

 

Bence çocuklarımız en son moda teknolojiyi değil, başka bir şey istiyorlar. Biliyorum, öyle düşünmüyorlar. Yalvaracaklar, isteyecekler, bizi deli edecekler. Ama derinliklerde başka bir şey, daha kalıcı, tatmin edici bir şey istiyorlar. Sıkı kısıtlamalar, sevgi ve perspektif… tam onlara verebileceğimiz şeyler.

 

http://wearethatfamily.com/2014/01/what-really-happens-when-we-give-kids-everything-they-want

21/Ocak/2014 tarihinde erişilmiştir. 

Bizi takip edin: