Bu paylaşım şu kaynaktan alınmıştır: https://www.e-manetdergi.org/tr/dergi/nisan-haziran-2009/makale/makasinizi-nasil-tutuyorsunuz-kutsal-kitap-dizinini-kullanmak  İzinle düzenlenmiş ve kullanılmıştır.

Umutsuzluk son günlerde had safhada. Sanki herkes bundan bahsediyor. Çocuklar ve yetişkinler, erkekler ve kızlar, öğretmenler ve öğrenciler, doktorlar ve iş adamları, evliler ve bekarlar… Enflasyon, savaş ve pandemi ve hepimizi ezen sonuçlar bizi ‘umutsuz’ bırakır.

Umut aslında bir Kutsal Kitap kavramıdır. Aşağıdaki alıntılar belki siz ebeveynlere yardımcı olur. Tabii ki bunları kabul etmek için inanmak lazım, normal arzuladığımız ‘umut’un (yani bu dünyaya ait, bu zamana ait) boş ve belki de bir ‘put’ olabileceğini de kabul etmek lazım.

“Umut” üzerine yapılan bir sözcük incelemesinde (hem Eski hem de Yeni Antlaşma’da), teolojik ve pratik tespitler bakımından şunları ortaya koyar:

  1. Fiil hali, çoğunlukla birçoğumuzun kullandığı biçimde, yani kesin olmayan bir beklentiyi ifade etmek anlamında kullanılır. Ne var ki, özellikle Yeni Antlaşmadaki isim hali, “kesin olmayan” beklentileri değil, henüz tamamlanmamış kesin gerçeklikleri ifade eder.
  2. Umut sözcüğü içinde genelde önemli bir zaman ya da bekleme unsuru vardır. Bu yüzden umut, sabır ve dayanıklılık ile bağlantılıdır.
  3. Eski Antlaşma’da kullanıldığı biçimiyle umut, neredeyse tamamen bu dünya üzerine odaklıdır (fakat krş.7d); ne var ki, peygamberlerin yazılarında bu durum kademeli olarak Mesih çağına dayalı bir umut yönünde değişir. Diğer taraftan Yeni Antlaşma ‘da umut, gelecekteki gerçeklere, özellikle de kurtuluşun nihai unsurları üzerine odaklanır (örneğin, dirilişte alınacak beden).
  4. Eski Antlaşma, Mesih çağıyla bağlantılı olarak gelecekteki diriliş umudundan, İsrail halkına hitap ettiği için, o halka yönelik olarak söz eder. Pavlus, Elçilerin İşleri’ndeki “iman savunması” konuşmalarında ısrarla buna gönderme yapar.
  5. Umut, Kutsal Kitap’ta sevinç ve imanla yakından bağlantılıdır. Geçmişte olanların gerçekliğine inanmak gelecekteki gerçekler için umut yaratır. Görülmemiş ve hissedilmemiş olsa bile her iki gerçeklik de sevince yol açar. Umut ve iman, bu görülmeyen gerçeklikleri, özellikle de yaşamakta olduğumuz acı, hayal kırıklığı ve ıstırabın ışığında somut hale getirir. Şimdiki zaman, her durumda umudumuzu ve imanımızı sınamaktadır. Tanrı, umudumuzun ve imanımızın güçlenmesini için vaatlerini hemen yerine getirmeyebilir.
  6. Umut Kutsal Kitap vaatlerine dayanmaktadır. Umut, Tanrı’nın vahyine güvenme tutumundan beslenir. Umut sayesinde imanlılar, Tanrı’nın vaatlerinin gerçekleşmesini beklemeye istekli olurlar. Kutsal Kitap çalışması umudu güçlendirir ve pekiştirir.
  7. Umut, insanların değil, Tanrı’nın eylemlerine ve kaynaklarına dayanır. İmanlılar hizmetlerinin sonucunu alma konusunda umutlu olabilirler, çünkü Tanrı’nın dünyada ve insanların yüreklerinde nasıl işlediğini bilirler.
  8. İmansızların umudu yoktur, çünkü Tanrı’yı tanımazlar ve O’nun sözüne inanmazlar. Bu, 1. Petrus 3:15’in önemini açıklar.
  9. Umut, mücadeleler ve zorluklar karşısında bize güven verir. Gelecekte erişeceğimiz konumun beklentisiyle bize hayatlarımızı bu zamanda arındırma isteği verir. Kutsal Kitap’a dayalı umudun yeşermesi için, şimdiki dünyaya ait isteklerimizin yerini gelecekte bizi bekleyenler şeylere umut bağlamak almalıdır.

 

Bizi takip edin: