Çocuklarımızı yetiştirirken (şu anda 2, 12, 14, 18 ve 19 yaşındalar)bir ders öğrendiysem o da sabra olan ihtiyacımdır. Bu ders dünyanın en sabırsız ikinci adamı için hiç de kolay olmadı ama ebeveynlik bu ruhsal kası, yıllarca çalıştırarak geliştirdi. Öyle ki artık Hıristiyan ebeveynlerin en büyük ihtiyacının sabır olduğuna inanıyorum. Aşağıda öğrendiğim (ve öğrenmekte olduğum) sabır gösterme fırsatı bulacağınız 6 alan.

Aklın gelişmesi için bekleyin

Çoğu ebeveynler gibi, özellikle de evde okul programı yapan ebeveynler gibi, çocuklarımızın 3 yaşına gelince Latince, Grekçe, İbranice ve Keltlerin dili konularında uzman olacaklarına dair beklentilerimiz çoktu.

Büyük oğullarım hala bana, daha 4-5 yaşlarındayken onlara İbranice gelecek zaman fiil sistemini nasıl öğretmeye çalıştığımı hatırlatırlar. Tamam, bu biraz ‘aşırı uç’ bir örnek ama genç ebeveynler genelde çocuklarının akli yeteneklerinin çok büyük olduğunu sanırlar ve onları fazla hızlı bir şekilde aşırı zorlarlar.

Gençler bile beyin fonksiyonları tam gelişmeden önce bazı şeyleri kavrayamazlar. Öyleyse biz ya da onlar ne kadar uğraşırsak uğraşalım, çocuklarımız hala bir şeyi kavramıyorlarsa bir kaç ay daha bekleyin ve sonra daha deneyin.

Ve zamanı gelince birden bire ‘jeton düşer’ ve anlarlar!

Beklemek hem onlar hem de bizler için daha az stres ve daha az uğraş anlamına gelir.

Olgunluğun başlaması için bekleyin

Bazen gençlere bakıp, ‘ne zaman olgunlaşacaklar?’ diye merak ediyoruz. Bazı önemsiz şeyler mesela, video oyunları, oje, kas büyüklüğü, marka kıyafetler, motor büyüklüğü, vs… onları o kadar heveslendirir ki! Düşüncesiz sözler, reddedilme ve aşağılamalar da onları o kadar öfkelendirir ki! Onların sosyal becerileri o kadar sosyal ve o kadar becerikli değildir.

Onları teselli ediyoruz, zorla ikna ediyoruz, düzeltiyoruz, onlara öğüt veriyoruz ve bağırıyoruz… Ve yine de hala çocukluk evresine dönerler.

Ancak bir, iki yıl sonra çocuksu şeyleri bıraktıklarını  – sadece oyuncakları değil, tavırlarını da – ve olgunluğun onları yakaladığını fark edeceğiz. Onların öncelikleri değişir, hatta yetişkinlerin gözlerine bakarak onlarla sohbet bile edebilirler.

Çalışma disiplini için bekleyin              

Belki bu konu sabır göstermek için en zor olanıdır. Elimizdeki bütün araç gereçleri kullanırız – biz cetvelden değneğe, değnekten terliğe, terlikten kemere, kemerden kamçıya, kamçıdan kırbaca, kırbaçtan kerpetene, kerpetenden zulüm tahtasına, zulüm tahtasından Facebook’u yasaklamaya geçeriz (tamam tamam, son şey şaka!), ama hala değişiklik yoktur… Haftalar, aylar, yıllar geçse bile.

Ama bir gün, ‘Vay be, o sorunla yıllardır uğraşmadık’ diye fark edersiniz. Her meyve gibi, olgunlaşma da uzun sürebilir. Kimi zaman çocuk yanlış yaptığını bilir ama o kadar kibirlidir ki hemen değişmez ya da haksız oluğunu kabul etmez. Aksine onların istedikleri şekilde (daha yavaş!) yapmak isterler. Başka zamanlarda da sadece bir olay yüzünden olmasın, bir kanaat olsun diye düşünmek için zaman gerekir. Unutmayın, bir gecede çıkan meyve çoğu zaman kaliteli değildir.

Derslerin öğrenilmesi için bekleyin

‘Arabayı hızlı kullanma, araba kullanırken telefonu kullanma’ diye uyardıkça uyarırız ama uyarılar bir kulaktan girer ve öbür kulaktan çıkar. Onların ilk trafik kazası (ve hasar masrafları), sigorta priminin artması, kişisel yaralar, ehliyetteki ceza puanları vs… sözlerimizden daha öğretici olurlar. Fiziksel, finansal, legal veya sosyal acı en etkili öğretmenlerdir.

Amacın daha belli olması için bekleyin

Hepimiz çocuklarımızın hayat amacını, bir istikameti, anlamlı ve ödüllendirici okul derslerini veya mesleği seçmelerini isteriz. Tersine işten işe geçerler, kurstan kursa, hırstan hırsa, kimlikten kimliğe dolaşırlar ve bu durum bazen yıllarca sürer.

Biz artan kaygı ve hayal kırıklığı ile bunu seyrederiz,  onlara ‘haydi harekete geç, kendine hâkim ol/uyan, kendini bir şeye ver – her hangi bir şeye’ diyerek onları zorlarız.

Her şey bitti sanırız… Ve aniden yerlerini ve gerçek kimliklerini, hayat amaçlarını bulurlar. Yeni enerjileri, hevesleri, odak noktaları ve itici güçleri vardır. Her şey yerli yerinde olmuştur.

Onların kurtuluşu için bekleyin

Belki en çok çocuklarımızın erkenden İsa’yı Rab ve kurtarıcı olarak tanımalarını isteriz. Yine de çocuklarımız için çok şey yapabileceğimize karşın bu konuda bir zorlama, bir yaptırım olamaz. Eğer hayat amacının daha belirgin hale gelmesi, derslerin öğrenilmesi için beklemek zorsa, onların kurtuluşunu beklemek de en zorudur – bir açıdan önceliğimizdir, bir açıdan da bu konu sonsuz gerçeklerle ilgilidir. Ve bir başka açıdan da kurtuluşa ulaşmazlarsa, ebeveynliğimizin nafile olacağını düşünürüz.

Sabırla beklemek bizi öğretmekten, düzeltmekten, terbiye etmekten ve yalvarmaktan muaf kılmaz ama bizi bitkinlik, hayal kırıklığı ve erken ölümden korur.

http://headhearthand.org/blog/2016/02/01/patient-parenting/      13/2/2016 erişilmiştir    İzinle kullanılmıştır.

Bizi takip edin: