Dünyadaki en çirkin manzaralardan biri, ebeveynlerine hükmeden bir çocuğun görüntüsüdür. Bunu hepimiz gördük, eminim. Çocuğunun çığlıklarına, çocuğunun isteklerine, çocuğunun öfke patlamalarına kulak kabartan ebeveynler gördük. Ne emrediyorsa onu yapacaklar, ne emrediyorsa verecekler. Çocuklarını yıkıma sürüklediklerini bilerek dehşetle bakıyoruz.

Çocuklar akılsız doğarlar. Kendilerini mahvedecek şeyleri arzularlar, kendilerine zarar verecek şeyleri arzularlar, kendilerini yok edecek şeyleri özlerler. Çocuklarının bilgelik içinde büyümelerine yardımcı olmak sevgi dolu ebeveynlerin görevidir ve bilgelik hem vermek hem de inkar etmek, yani iyi olanı vermek ve zararlı olanı inkar etmek yoluyla gelir. Ebeveynler çocuklarını arzularını inkar edecek kadar, sıklıkla kesin bir “hayır” diyecek kadar sevmelidir. Anne-babalar çocuklarını kendilerinden kurtaracak kadar sevmelidirler.

Bizler Tanrı’nın çocuklarıyız ve çoğu zaman yeni yürümeye başlayan çocuklar kadar akılsızız. Ve tamamen akılsız olmadığımızda bile, her zaman Tanrı’nın olmadığı şekillerde sınırlıyız; bilgimiz sınırlı, dünyayı kavrayışımız sınırlı, Tanrı’nın takdirinin geniş kapsamı sınırlı. O Baba ve biz de çocuklarız. Ancak O, soğuk ve mesafeli bir Baba ya da bizim katkımız olmadan, umutlarımızı, özlemlerimizi, tercihlerimizi hesaba katmadan hüküm süren biri değil. Daha ziyade arzularımızı bildirmek için bizi Kendisine dua etmeye davet ediyor. “Cennetteki Babamız…” diye dua ediyoruz. Tüm evrenin Tanrısına “Baba”, yani Babamız, Babam diye hitap etme gibi değerli bir şeyi hiçbir zaman kaybetmeyelim.

Ancak Tanrı’ya Baba diye hitap ederken huysuz veya sinirli çocuklar gibi davranmamalıyız. Taleplerde bulunmamalıyız, suçlamalarda bulunmamalı veya ültimatom vermemeliyiz. Tanrı’nın isteğinin gerçekleşmesi, Tanrı’nın bilgeliğinin sergilenmesi, Tanrı’nın yüceliğinin sergilenmesi için her zaman dua etmeliyiz. Kendi dar görüşlülüğümüzün, kendi zayıf anlayışımızın bilincinde olarak dua etmeliyiz. Duadaki amacımız, Tanrı’nın her isteğimize boyun eğmesini sağlamaktan çok, irademizi O’nun isteğiyle daha iyi uyumlu hale getirmektir. Dua yoluyla değişen O değil, biziz.

Dünyadaki en çirkin manzaralardan biri, ebeveynlerine hükmeden bir çocuğun görüntüsüdür. Ancak bunun da ötesinde, Tanrıları üzerinde hüküm sürme hakkına sahip olduklarına inanan, öfkeyle patlayan, ısrarcı, Tanrı’nın her şeyi kendi istediği gibi yapmasını talep eden insanların görüntüsü var. Kendi bilgileriyle Tanrı’nınki arasındaki uçurumun, yeni yürümeye başlayan bir çocuğun bilgisi ile bir yetişkinin bilgisi arasındaki uçurumdan sonsuz derecede daha büyük olduğunu bilmeleri gerekir. Eğer insanlar Tanrı’nın bildiklerini bilselerdi, iyi Babanın ihtiyaç duydukları her şeyi sağlayacağına güvenirlerdi.

https://www.challies.com/articles/one-of-the-ugliest-sights-in-the-world/      6/2/2021’de erişilmiştir.  İzinle kullanılmıştır

 

Bizi takip edin: