Merhaba Çocuklar,
Pazarlık nedir bilir misiniz? Daha önce hiç pazarlık yaptınız mı? Pazarlığın sözlük anlamı; bir alışverişte tarafların kendileri için en elverişli fiyatı karşısındakine kabul ettirmek amacıyla yaptıkları görüşme. Pazarlığı sadece alışverişte kullanmıyoruz değil mi? Bazen ailemizle, bazen arkadaşlarımızla da pazarlık yapıyoruz: beş dakika daha fazla oyun oynamak için annemizle, beğendiğimiz bir oyuncağını ya da kitabını almak için arkadaşımızla.
Peki hiç Tanrı’yla pazarlık ettiniz mi? Mesela “Tanrı’m bugün ki sınavım iyi geçerse, daha çok Kutsal Kitap okuyacağım” ya da “Tanrım lütfen babamın bana bu son çıkan spor ayakkabısını almasını sağla, söz her Pazar kiliseye gitmek için sızlanmayacağım” gibi. Bunlar da birer pazarlıktır. İtiraf etmek gerekirse Tanrı ile pazarlık pek de hoş bir şey değildir çocuklar.
Kutsal Kitap’tan Hakimler 6.ve 7. bölümü okuyalım. Bu bölümlerde Gidyon’un Tanrı’yla yaptığı pazarlığı görürüz. Tanrı Gidyon’dan, İsraillileri Midyanlıların elinden kurtarmasını istiyor ama Gidyon itaat etmek yerine inanmak için Tanrı’dan bir işaret, bir söz istiyor. Oysa bizim için Tanrı’nın sözü yeterlidir. Tanrı’ya her durumda her koşulda inanmalı ve güvenmeliyiz. Onun sözlerini tutmak için bir şart aramamalıyız.
Luka 7:7’de İsa’dan hasta olan kölesini iyileştirmesini isteyen yüzbaşı “Sen yeter ki bir söz söyle, uşağım iyileşir” diyor. İsa’ya bu kadar çok inanıyor ve güveniyor. Bizler de bu yüzbaşı kadar imanlı olalım.
Hepinize iyi haftalar…