child

 

‘Anne neden Rab İsa benim duamı işitmedi, neden cevap vermedi?’ Zor bir soru değil mi? Hemen hemen hiç bir veli çocuğundan böyle sorular duymak istemez. Çocuklar şifa için, ailevi sorunlar için, bir kişinin ölmemesi için ya da  bir kişinin Rab’be gelmesi için çok dua ederler ve kimi zaman da edilen bu önemli konularda cevap göremezler. Onlar genelde şöyle inanırlar: Dua etmem lazım, Tanrı cevaplayacağına dair söz verdi! Dua ettim ama cevap yok, niye?

Acaba onlara nasıl yardım edebiliriz? Çocuklar genelde somut düşündükleri için, somut cevaplar isterler, soyut cevaplar onlar için tatmin edici değildir.

Siz velilere bu zor soruları yanıtlarken yardımcı olacağını düşündüğüm cevaplar aşağıdadır. Hiç biri ‘kilit cevap’ değildir! Yani ‘İlle de bunu söyleyeyim, çocuğum rahat olsun’ diyemezsiniz.  Ama yazacaklarımın HEPSİ doğrudur ve çocuklar için dua konusunda daha sağlam bir inanç sağlayacaktır.

  1. ‘Çocuğum, Tanrı peri masalındaki bir cin değildir. Haklısın, Kutsal Kitap’ta dua ile ilgili bolca vaatler vardır. Ama mutlak yetkili olan Tanrı’dır, biz değiliz. Kendisi hepimizden daha iyi, daha akıllı, daha büyük ve daha adildir. Her şeyi tam ve doğru bilir; biz ise yanlış ve az biliyoruz ve bilgimiz, maalesef, daha çok kendimize odaklı değil mi? Bazen biz sadece ‘O biliyor, bu yeterli’ desek iyi olur. O’nun niyetlerini sorgulama hakkımız yok, sorgulasak bile ne kazanırız? Ve Tanrı’ya inancına ne olur?’
  2. ‘Tanrı istediğimiz zaman ve şekilde dualarımızı yanıtlamak zorunda değildir, hiç bir vaat O’nu bu doğrultuda mecbur kılmıyor. Tanrı’nın tek zorunluluğu: dualarımıza kendi karakterine ve planına uygun bir şekilde cevap vermek. Ama şunu unutma: O’nun planı her zaman bizim nihai iyiliğimizi kapsıyor. Romalılar 8:28’i unutmayın.  Mezmur 23’ü de hatırla!’
  3. ‘Dualarımızın etkili olabilmesi için şartlar vardır. Onları unutmadın değil mi? Mesela İsa’nın adıyla dua etmemiz lazım (tabii ki bu bir sihirli söz  değil, İsa’nın yetkisini ifade eden bir tutumdur. Yuhanna 16:24). Tanrı’nın isteğine, yani sözüne göre dua etmemiz gerekir (Yuhanna 15:7; 1 Yuhanna 5:14,15).  Bizim dualarımız sadece kendi bencil arzularımızı tatmin etmek için olmasın (Yakup 4:1-4).  Ve çocuğum, bir şart da şudur: dua etmeyi bırakmamak! Özellikle cevap almadığımızı düşündüğümüzde duayı bırakmamak (Luka 18:1, 1 Selanikliler 5:17).
  4. ‘Tanrı’nın en iyi adamları bile bu konuda zorluk çektiler, onların duaları zamanında ve istedikleri şekilde yanıtlanmadı. Mesela Pavlus şifa istedi, şifa almadıysa da daha iyi bir şey aldı; Tanrı’nın lütfunu daha iyi anladı (2 Korintliler 12:8-10). Davut da bunu yaşadı, bir çok mezmurda bunu görüyoruz. Davut’un ‘neden’ ve ‘ne zaman’ soruları bunu bize gösteriyor.
  5. ‘Bence bazen Tanrı bizim dualarımızı yanıtlar ama biz cevabı göremeyiz çünkü cevabın kendisi ve onun zamanı bizim istediğimiz gibi olmayabilir. Mesela ben bir iş için, özel bir iş için dua ettim. O cevap geldi, 4 yıl sonra ve istediğim iş değildi. Ama şu anda çok mutluyum, bence istediğim işi alsaydım bu kadar mutlu olamazdım. Bekledim, Tanrı benim istediğim cevaptan çok daha cevap verdi.’
  6. ‘Tanrı şu ana kadar cevap vermediyse yapmamız gereken şeyler şikayet etmek, sorgulamak değil aksine dua etmeye devam etmektir. İşte özellikle böyle anlarda Tanrı ile ilgili düşücelerimiz, imanımız değişmesin. O hala iyi, bilge, beni hep düşünen ve iyiliğimi iyi bilen, gözetleyen Tanrı’dır. Bkz. Mezmurlar 139:17!’
  7. ‘Dikkat ederseniz, bazan dua ederken dua isteğimiz değişiyor çünkü yüreğimiz de değişiyor. Dualarımızın cevabını görmezsek bunu bir fırsat sayalım: yüreğimizin niyetlerini yoklayalım. Belki birazcık duanı değiştirirsen, Tanrı’nın isteğine daha uygun olacağını göreceksin.’
  8. ‘Unutma: İsa (İbraniler 4:14-16) ve Kutsal Ruh (Romalılar 8:26) dua konusunda bize yardım ederler. Kutsal Kitap’ı okumaya devam edin, Kutsal Ruh’un yönlendirişini orada görürsünüz. Onların yardımı bizim için son derece önemlidir. Yani dualarımız boşa giden bir uğraş değildir çocuğum! Üçlü Birliğin ‘sohbeti’ne katılıyoruz! Ne kadar güzel! Değil mi? ’
  9. ‘Bazı şeyler bizim için ‘sır’ olarak kalır. Unutma bu ‘sırlar’ kafa karışıklığımız için değil, Tanrı’nın yüceliği içindir (Özdeyişler 25:2). Tanrı ‘her şeyi bilen’dir, biz öyle değiliz. Tanrı’nın tanrı olmasına izin verelim. Kabul etmek ne kadar zor da olsa bazı şeyleri bilmemiz ve almamız iyiliğimiz ve başkalarının iyiliği için olmayabilir.’
  10. ‘Unutma, Tanrı’nın bizimle ilgili en büyük isteği kutsallığımız, mutluluğumuz değildir. Madem öyle, karakterimizle iligili dualarımız bazen şaşırtıcı cevaplar alır! Kutsal olmak, sabırlı olmak, daha iyi olmak için bazen RAB hayatımızdaki acı ve sıkıntıya izin veriyor. Cevaptır ama istediğimiz cevap değil. Suçlamaya ya da sorgulamaya gerek yok. Kabul etmek lazım. Ve bazen yaşadığımız sıkıntı şudur: cevabını görmediğimiz dualar’
  11. ‘Belki cevabı gördün de farkında değilsin çünkü cevap sensin!  Mesela ‘Rab aileme yardım et’ diye dua ettin ama cevap yok diyorsun. Farkında mısın, sen bu konuda bize yardım edebilirsin!’ Tanrı cevap verdi, seni cevap olarak gönderdi. Haydi oğlum, cevap ol!

 

Bizi takip edin: