Merhaba çocuklar!

İlahi söylemek çok güzel değil mi? Başkaları için dua etmek ve başkalarının bizim için dua etmesi hoşumuza gidiyor değil mi?

Çocuklar Tapınma sizin için ne kadar önemli?

Aynı zamanda tapınma Tanrı için ne kadar önemli?

Tapınma Tanrı için ÇOK önemli. Maalesef bazen bizler başka şeylere ‘tapınıyoruz’ yani bazen Tanrı dışındaki şeylere umut bağlıyoruz. Bazen bu bir insan olabilir ya da bir eşya olabilir. Ya da birini ve ya bir şeyi o kadar çok seviyoruz ki hayatımızın merkezine o şeyi koyuyoruz. ‘hayır biz öyle yapmıyoruz’ diye itirazınızı duyar gibiyim! Ama şunu soralım kendimize:  ‘tapınmak ne demek?’ Yani neden bir şeye tapınıyoruz? Ya da Tanrı’ya yanlış bir tapınma sunuyor olabilir miyiz?

Eğer Tanrı’ya her şeyimizle gitmiyorsak O’nun layık olduğu övgüyü O’na vermiyorsak o zaman bu tapınma doğru bir tapınma değildir.

Çocuklar aslında Tapınma hayatımızın her alanıdır. Yemek yerken de Tanrı’yı hoşnut edebiliriz, Kitap okurken de. Nasıl mı? Bizler hayatlarımızı Tanrı’nın isteğine uygun yaşadığımız her dakikamız bir tapınmadır aslında. Mezmurlar kitabının yazarı Davut bütün içtenliğiyle Tanrı’nın önünde duruyordu. Tanrı’ya üzüntüsünü de anlatıyordu, sevincini de Tanrı’yla derin bir ilişkisi vardı.

Tanrı’ya tapınıyoruz çünkü bu dünyadaki umudumuz O’dur. Tanrı’yı seviyoruz çünkü önce O bizi sevdi (1.Yuhanna 4:10).

O zaman şunu kendimize soralım; “Şu an hayatımın merkezinde ne var? Sosyal medya mı?, oyun videoları mı? bir arkadaş mı?” Tabi ki sosyal medyada takılacağız, oyunlar oynayacağız, arkadaşlarımızla zaman geçireceğiz ama bu yaptığımız şeyler bağımlılık derecesinde mi sürekli hiçbir şey yapmadan bunları mı yapmak istiyoruz? Gün için de en çok ne yapmayı istiyorsunuz ve bu zamanlarda Tanrı ile zaman geçirmeyi düşünüyor musunuz?

Eski Antlaşma’da ilginç bir olay var. Öncelikle oraya bakalım sonra size tekrar bir soru soracağım.

1.Samuel  5:2-4  Tanrı’nın Sandığını Dagon Tapınağına taşıyıp Dagon heykelinin yanına yerleştirdiler.  Ertesi gün erkenden kalkan Aşdotlular, Dagon’u RABbin Sandığının önünde yüzüstü yere düşmüş buldular. Dagon’u alıp yerine koydular.  Ama ertesi sabah erkenden kalktıklarında, Dagon’u yine RABbin Sandığının önünde yüzüstü yere düşmüş buldular. Bu kez Dagonun başıyla iki eli kırılmış, eşiğin üzerinde duruyordu; yalnızca gövdesi kalmıştı.

İsterseniz bu öykünün tamamını okuyabilirsiniz. Ama bu öyküde de gördüğümüz gibi Tanrı’nın önünde putlar eğilir. Çünkü onlar Tanrı değildir ve Tanrı gibi her şeye gücü yeten değildir. Dagon’un başka halkların Tanrısıydı ama Gerçek olan Yeri Göğü her şeyi yaratan Tanrı’nın önünde yere düştü ve kırıldı aslında sembolik olarak öldü.

O zaman size şunu sormak isterim; Hayatımızda Tanrı’nın yerine koyduğumuz şeyler var mı? Hayatımızın merkezinde olan Tanrı mı yoksa başka şeyler veya başka kişiler mi?

Buradaki linke tıklayarak çalacak olan ilahi ile küçük bir tapınma zamanı yapabilirsiniz 🙂

Bizi takip edin: