
Hristiyanlığın temellerinden biri Kutsal Kitap’ın Tanrı’nın sözü olduğudur. Tanrı, Kendisi ve yaratılış amaçları hakkındaki gerçekleri kolay erişilebilir bir ortamda, bir kitap derlemesinde, açıklamıştır.
Ancak Kutsal Kitap’ın “Tanrı’nın sözü” olması ne anlama gelir? Ne de olsa Kutsal Kitap, sizin ve benim gibi normal, tarihsel insan yazarlar tarafından yazılmıştır: Musa, Pavlus, Petrus, vs. eğer durum böyleyse, neden Kutsal Kitap’taki her kelimeyi Tanrı’nın Kendisi kaleme almış gibi davranıyoruz? Yanılabilir insanlar tarafından kaleme alınmışlarsa neden bu belgeler dizisine yetkili olarak güveniyoruz?
İşte esinleme doktrini burada devreye girer ve gençlik hizmetkarları olarak öğrencilerimizin Hristiyan olgunluğunda büyürken kavramaları gereken önemli bir doktrindir.
Esinleme Doktrini Nedir?
Moody Kutsal Kitap Enstitüsü’ne göre Kutsal Yazıların Esinlenmesi şu anlama gelir: “Kutsal Yazıların orijinal el yazmaları Kutsal Ruh tarafından sözlü olarak esinlenmiştir.” Bu üç büyük fikri içerir:
Tüm Kutsal Yazılara Tanrı Tarafından “Nefes Verilmiştir”
Pavlus 2.Timoteos 3:16’da Kutsal Yazılar’ın tümünün Tanrı esini olduğunu ya da tam olarak “Tanrı tarafından nefsi” olduğunu yazar. Kutsal Yazılar Tanrı’nın Kendisini kelimeler aracılığıyla açıklamasıdır. Temel fikir, Kutsal Yazılar’ın nihai kaynağı Tanrı’dır. Tanrı’nın bize vahyetmek istediği her şey oradadır, bu da Kutsal Yazılar’ın her sayfasının bilinçli olarak düzenlendiği anlamına gelir. Sadece kavramlar ve benzetmeler esinlenmekle kalmaz, aynı zamanda sözcüklerin kendileri de belirli fikirleri iletmek için Tanrı tarafından bilinçli bir şekilde seçilir.
Tüm Kutsal Yazılar İnsan Yazarlar Tarafından Yazılmıştır
Kutsal Kitap’ın nihai kaynağı Tanrı olsa da, her biri belirli bir bağlamda ve belirli bir dinleyici kitlesiyle yaşayan 40 farklı insan yazar tarafından yazılmıştır. Petrus, bu kişilerin “Kutsal Ruh tarafından yönlendirildikleri için Tanrı’dan konuştuklarını” açıkça belirtir (2.Petrus 1:21). Onlar Tanrı tarafından seçilmiş, Tanrı’nın vahyinin belirli bir parçasıyla donatılmış ve Ruh’un amaçladığı şekilde bunu iletmekle görevlendirilmişlerdi. Bu, mesaj Tanrı’nın mesajı olsa da, bu yazarların Tanrı’nın amaçlarını ifade etmek için kendi özel yeteneklerini, yazı tarzlarını ve bağlamsal bilgilerini kullanarak mesajın nasıl iletileceği konusunda önemli bir rol oynadıkları anlamına gelir.
Sadece “esinlenmiş” Kitaplar Yetkilidir
Yalnızca Tanrı’nın sözü esinlenmiştir. O halde Kutsal Yazılar kanonu yalnızca Kutsal Kitap’ın diğer kitaplarıyla tutarlı olan tanıklık, süreklilik ve/veya peygamberlikle uyumlu olarak esinlenme işaretlerini taşıdığı kabul edilen belgelerden oluşur. Tamamen tarihsel olan (Makabiler Kitabı) ya da diğer Kutsal Yazılarda anlatılan iddia ve olaylarla çelişen (Thomas, Meryem müjdeleri ya da Barnabas Mektubu) apokrif eserler bu “esinlenmiş eserler” kategorisine girmez. Bunlar ilk kilise zamanındaki düşünce tarihini anlamak için bazı faydalara sahip olsalar da, esinlenmiş kitaplarla aynı yetkiyi taşımazlar. Tanrı’nın sesinin ağırlığını taşımazlar ve bu nedenle bizim otoritemiz olarak işlev görmezler.
Esinleme Doktrini Öğrenciler için Neden Önemli?
İşte öğrencilerimiz için esinleme doktrinin 3 önemli çıkarımı:
Kutsal Kitap konuştuğunda, Tanrı konuşur
Eğer Kutsal Kitap Tanrı’nın vahyi ise, o zaman Tanrı’nın geçmişte söylediği şeyleri anlatmakla kalmayız, bugün de onun aracılığıyla konuşmasını bekleriz. Ne de olsa, Kutsal Kitap sadece Tanrı’nın söylediklerinin bir tarihi değildir, 2000 yıl sonra bile bize hitap etmeye devam eder “diri ve etkilidir” (İbraniler 4:12). Kutsal Kitap Tanrı’nın sözüydü, değil; o Tanrı’nın sözüdür. Kendi dönemlerinde insan yazarlarla ve onlar aracılığıyla konuşan Kutsal Ruh, Mesih’in yaptıklarına tanıklık ederek (Yuhanna 15:26), O’nun söylediklerini hatırlatarak (Yuhanna 14:26) ve bizi tüm gerçeğe yönlendirerek (Yuhanna 16:13) bizimle konuşmaya devam etmektedir.
Kutsal Yazılar “dinlemeye değer” bir şeyden daha fazlasıdır; gelişmemiz için temeldir. Bunun da ötesinde, Tanrı bize sözünü tanrısayarlık için bizi donatmanın birincil aracı olarak vermiştir. O’nun kişiliğinin, planlarının ve gücünün en tam olarak ortaya çıktığı yerdir. Bu da Tanrı’nın sözünün Hristiyan yaşamı için esas olduğu ve öğrencilerimizin yaşamlarının her alanında en önde gelen otorite olarak işlev gördüğü anlamına gelmektedir.
Kutsal Kitap’ın ne dediğini anlamamız gerekir
Zor ya da kafa karıştırıcı bölümleri anlamak için çaba sarf etmek, her ayetin değerli ve bizimle ilgili olduğunu keşfetmemize yardımcı olacaktır. Bununla birlikte, esinleme doktrininin gerektirdiği şey, Kutsal Yazılar’ın her ayetinin Tanrı tarafından ortaya çıkarıldığıdır. Bazen kötü örneklerden ders almamız gerekir. Diğer zamanlarda, Tanrı’nın halkının düşmanlarına yönelik yargı bildirileri bizi teselli eder. Belki de daha sonra gelecek hayati gerçekleri hazırlayan önemli arka plan parçaları ya da Tanrı’nın farklı zamanlarda benzer şekillerde nasıl çalıştığına dikkatimizi çeken kalıplar vardır.
Kesin olan bir şey var: Kutsal Yazılar’ın her bölümü öğrencilerimizle ilgilidir. Kutsal Yazılar’ın bazı bölümlerinin öğrencilerimizle çalışmaya değmeyeceğini asla iddia edemeyiz. Kutsal Yazıların tümü öğretmek, azarlamak, düzeltmek ya da Tanrı’yı tanımaları ve O’na daha çok benzemeleri için onları eğitmek için yararlıdır.
Kutsal Kitap’ın konuştuğu yerde biz de konuşmalıyız.
İnsanın amacı ve gelişimi söz konusu olduğunda, Tanrı’nın ne dediği önemlidir. Bizi Kendisi için yarattığından, yaşamlarımızı nasıl sürdürmemiz gerektiğine dair söyledikleri otorite taşır: boyun eğmek ya da isyan etmek bize bağlıdır. Son söz bu olmalıdır. Bu, kişisel duygularımız, kültürel baskılar ve Kutsal Yazılar arasında uyuşmazlık olduğunda Tanrı’nın sözünün öncelikli olduğu anlamına gelir. Aynı zamanda, aynı konular başkaları için de söz konusu olduğunda, kendi fikirlerimize ya da argümanlarımıza değil, Tanrı sözünün yetkisine dayanmamız gerektiği anlamına gelir.
Öğrencilere Kutsal Yazıların Esinlemesini Öğretme Konusunda Hatırlatmalar
Tanrı’nın Sözü Güçlüdür
Tanrı Sözü’nü insanlara hayat vermek, onları Kendi amaçları doğrultusunda dönüştürmek ve bu amaçları tamamlarken onları desteklemek için kullanır. Öğrenciler için asla tükenmeyen bir yaşam kaynağıdır, yani Tanrı’nın Sözü’nün konuşamayacağı hiçbir durum, hiçbir cesaretsizlik ve hiçbir günah yoktur.
Tanrı’nın Sözü Güvenilirdir
Kutsal Kitap Tanrı’nın Sözü olduğu için, bazen zor olsa da, tutumları ve emirleri her zaman iyi ve güvenilirdir. Her bir pasajın meşruiyeti, uygunluğu ya da Pavlus, Petrus veya Yuhanna’nın yazılarına gerçekten güvenmemiz gerekip gerekmediği konusunda endişelenmemize gerek yoktur. Esinlenmiş oldukları için, bizim iyiliğimiz için içimizde çalışabileceklerini bilerek onlara güvenle yaklaşabiliriz.
Tanrı’nın Sözü İlişkiseldir
Kutsal Kitap Tanrı’nın bize olan sözüdür. Kendisini birçok farklı zamanda ve birçok farklı şekilde açıklamayı tek bir amaç için seçmiştir: O’nu tanıyabilmemiz ve bizi yarattığı ilişki türünü deneyimleyebilmemiz için. Bu, Kutsal Yazıların yetkisini ve uymamız gereken buyrukları tanımamız gerektiğinden bahsederken bile, öğrencilerimize tüm bunların Tanrı’nın kendisini tanıtma arzusundan kaynaklandığını gösterdiğimiz anlamına gelir – böylece Tanrı’nın çocukları olabiliriz.
https://www.youthpastortheologian.com/blog/the-inspiration-of-scripture-whats-it-mean-for-the-bible-to-be-the-word-of-god 11/1/2025’te ulaşılmıştır. İzinle kullanılıyor