Ebeveynlik, 12 yıl önce ilk kızımızı beklerken hayal ettiğimden gerçekten farklıymış. Benim sadece erkek kardeşlerim vardı, bir oğlum ve üç kızım olacağını hiç hayal etmezdim. Ayrıca 41 yaşına gelince çocuklarıma iyi bir ebeveyn olabilmek için her şeyi öğrenmiş olacağımı düşünürdüm, zira hiç çocuğu olmayan 27 yaşında bir erkekken ebeveynlik teorilerim çok harikaydı.
Birçok bakımdan ebeveynlik benim için ‘zorluk okulu’ydu, çünkü çocuklarımın her zaman ‘Tabii baba, nasıl istersen, derhal yaparım’ diyen aklı çalışmayan bir robot değil, söylediklerimi duymazlıktan gelen ya da isyan eden günahkârlar olacakları hiç aklıma gelmezdi. Dört çocuğumun benim ebeveynlikle ilgili yanlış fikirlerimi darmadağın etmeleriyle, benim günahımla yüzleşmemle, Beth ile beraber çocuklarımıza iyi ebeveynlik yapmayı öğrenmemizle ve çocuklarımızın nasıl bir sevinç ve bereket olacaklarını görmemizle geçen bu yolculukta birkaç şey öğrendim.
Bu aşağıdaki listede, ebeveynlikle ilgili söylenecek her şey olmasa da bu yolculukta öğrendiğim dokuz ders var.
Evliliğinizi ‘bekleme’ye almayın
Eğer çocuklarınız varsa, onlar yetişkin olana kadar evliliğinize ‘dur’ butonu basamazsınız. Evliliğiniz ‘tek beden’ birliğidir, Tanrı’nın yüceliği ve iyiliğiniz için beslenmelidir. Bu yüzden çocuklarınızı iyi bir saatte yatırın, eşinizle zaman geçirin. Herkesin ‘çıkma gecesi’yle ilgili öğüdüne uyun ama her gün, gün içinde birlikte geçirdiğiniz zaman daha önemlidir. Her gün gülümsemek, birlikte bir şey yapmak, çocuklardan başka bir konu hakkında konuşmaya zaman ayırın. Sağlıklı evlilik, sağlıklı ebeveynliğe yol açar.
Aile sofrası dostundur
Kendi çocukluğumdan hafızama kazılan imgenin ne olduğunu sorarsanız, ailemle birlikte oturduğumuz sofralar olur. Doğal olarak çocuklarım için de aynı şeyi istedim. Akşamları sofrada birlikte yemek yemenin bereketleri sayısızdır. Sofrada konuşur, gülümser, hikaye anlatır, çocuklarımızı eğitir ve onlarla keyifli bir zaman geçiririz.
Hata yaptığınızda bağışlanmayı dileyin
Hata yaptığımızı kabul etmek istemiyoruz. Bu özellikle söz konusu çocuklarımız olduğunda geçerli oluyor. Onların karşısında yanlış bir şey yaptığımızı kabul etmek istemiyoruz, çünkü çocukların sanki bizden daha üstün olacağını düşünüyoruz. Ne kadar zor olsa da, çocuklarınızı haksız bir şekilde suçladıysanız, onları olumsuz bir şekilde etkileyen yanlış bir şey yaptıysanız ya da öfkelendirdiyseniz onlardan özür ve af dileyin. Kendi hatanızı onların hatalarını düzeltme amaçlı ya da onların davranışlarının sonucu olduğunu söyleme bahanesi olarak kullanmayın. ‘Ben haksızdım, beni bağışlar mısın?’ deyin. Böylece çocuklarınıza tövbe örneği göstermiş, kendi günahlarını sahiplenmeyi öğretmiş ve aranızda güven oluşturmuş olursunuz.
Öfkelenmeniz her zaman ‘kayıp’tır
Yakup’un ‘İnsanın öfkesi Tanrı’nın istediği doğruluğu sağlamaz’ sözlerini ebeveynliğin üzerine yazın! Çocuklarınıza öfkelenmeniz, onları terbiye ederken beslediğiniz iyiliğin altını kazır. O anda söylediklerinizi dinlemiyorlar, sadece kendilerine öfkelendiğinizi düşünüyorlar. Tanrı’nın Ruhu’nun sağladığı güçle öfkenizi dizginlemeye gayret edin, komşunuzu sevin ve özdenetim konularında örnek olun. O zaman sesinizin ne kadar korkunç olduğuna değil, neyi öğrenmelerini gerektiğine odaklanabilirler.
Hatayı değil, itaatsizliği terbiye edin
Bazen çocuklarımızın ‘kazaları’ yüzünden onlara öfkeleniyoruz. Bu davranış onlara yaptıkları hatalar yüzünden başlarının hep dertte olacağını öğretir. Çocuklarımızın yanlışları ile itaatsizlikleri arasındaki farkı görmek için yeterli bilgeliğimiz olmalı. Örneğin, çocuğunuza ‘sütü buzdolabından çıkartma’ dediğiniz halde çıkardıysa itaat etmemiştir demektir. Sizin ona ‘süt içebilirsin’ dedikten sonra sütü alıp yere düşürmesi bir hatadır. Farkı bilin, ona göre karşılık verin.
Zor sorularına cevap verin
Çocuklarım cevap vermemeyi tercih ettiğim sorular sorar. Ya cevabı karışıktır ya da cevaplarken rahatsız olurum. Ancak o soruların cevaplarını kesinkes bir yerde bulacaklardır ve çocuklarımızın sorularını bize sorabileceklerini bilmelerini isterim. Örneğin, ruhsal gerçekleri en iyi şekilde konuşarak geçirdiğimiz, uzun ve tekrarlı sohbetlerimiz oldu. En zor sohbetlerimiz hayatın zor veya çirkin taraflarını açıklayanlardı ama bundan kaçınmak mümkün değil. Ölüm, boşanma, savaş, yoksulluk, hatta on yaşına gelmeden önce konuşacağımızı tahmin etmediğim konulardan bahsettiğimiz oldu. Sohbetleriniz her zaman rahat geçmeyecek ama güven oluşturacak, çocuklarınızın dünya görüşünü biçimlendirmenizi sağlayacak.
Çocuklarınız konusunda fazlaca korkup kaygılanmayın
Çocukları konuşacak yaşa gelmeden önce onları mahvedeceğinden korkan çok sayıda ebeveyn tanıyorum. Aslında gerçek bu kadar sade: Çocuğuna saygı gösterir, onu sever ve eğitirsen, onu ‘kötü yetiştiremezsin.’ Bu korkular her şeyi kontrol etme arzumuzdan kaynaklanır ve ebeveynlik kontrol yetimizi sanki her şeyden daha fazla sarsar. Tanrı her şeyi denetler, sen denetleyemezsin: Öyleyse, Tanrı’nın kendi sözünde açıkladığı gibi, çocuğunu yetiştir, O’na güven. O iyidir, iyilik yapar. (Bu kontrol haline yakın olan bir konu da, çocuklarımızın çocukluğunun olağanüstü geçmesini sağlayacak şeylerin listesini yapma kaygısıdır. Çocuklarınıza hep harika deneyimler sağlama baskısından kendinizi kurtarın. Tanrı’nın üzerinize koymadığı yüklerin yarattığı suçluluk, delilikten başka bir şey değildir.)
Onlarla eğlenin
Bu nokta bir önceki konuya yakındır. Çocuklarımız için yapacağımız şeye fazlaca odaklanırsak, onlarla birlikte yapabileceğimiz şeyleri unuturuz. Onlarla yürüyüşe çıkın, parka gidin, oyun oynayın; çocuklarınızla eğlenceli şeyler yapın. Çocuklarınız eğlencelidir, onlarla zaman geçirmek hoştur ve bu yıllar kabul edemeyeceğim kadar hızlı geçer. Onlarla bu yıllardan zevk alın.
Günlük hayatta Müjde’yi öğretin
Müjdeyi çocuklarımıza öğretme konusundaki sorun şudur: Sadece aile ibadetinde veya kiliseye katılımda yapılması gerektiğini düşünürüz. Doğru, hem ibadette hem de kiliseye katılımda müjde öğretilir çocuklarımıza ama başka yollar da var. Müjde, çocuklarınızla günlük hayatınızın bir parçası olsun. Musa, Yasa’nın Tekrarı 6’da böyle düşünüyordu: Yolda yürürken, evde otururken bunlardan bahsetmemizi istedi. Çocuklarınızı iyiliksever olmaya teşvik etmek istediğinizde, Tanrı’nın İsa aracılığıyla gösterdiği iyiliği hatırlatın. Komşusunu sevmeyi öğretirken Tanrı’nın sevgisinden söz edin. Kendi ruhsal hayatınızdan bahsedin, müjdeye dayalı müzikleri birlikte dinleyin, müjdenin dilinin evinizin dilini belirlemesine izin verin.
http://www.scottslayton.net/2017/05/02/nine-parenting-lessons/ 16/6/2017’de erişilmiştir. Yazarın izniyle kullanılmaktadır.