Merhaba çocuklar!

Bugünlerin aslında çok zevkli olması gerekiyordu, değil mi? Tatil, plaj, büyükleri ziyaretler, kamplar, memleket gezileri,….!

Malesef pandemi nedeniyle planlarımızın hepsi suya düştü.

Ama dikkatli olalım ve pandeminin ‘zevkimizi’ de suya düşürmesine izin vermeyelim!

Neden? Çünkü biz, imanlılar olarak, dünyadan EN ÇOK ZEVK alan kişiler olmalıyız.

Neden? Çünkü bu ‘tadını çıkartma’yı yani dünyadan zevk almayı aslında Tanrı’dan bir armağan olarak kabul ederiz.

Bakın Kutsal Kitap’ta ne yazıyor;

Vaiz 2:24-25 “İnsan için yemekten, içmekten ve yaptığı işten zevk almaktan daha iyi bir şey yoktur. Gördüm ki, bu da Tanrıdandır. Onsuz kim yiyebilir, kim zevk alabilir?”

Vaiz 5:18-19 “Gördüm ki, iyi ve güzel olan şu: Tanrının insana verdiği birkaç günlük ömür boyunca yemek, içmek, güneşin altında harcadığı emekten zevk almak. Çünkü insanın payına düşen budur. Üstelik Tanrı bir insana mal mülk veriyor, onu yemesi, ödülünü alması, yaptığı işten mutluluk duyması için ona güç veriyorsa, bu bir Tanrı armağanıdır.”

Biz ‘her şeyimiz’ olarak, para, zevk, eğitim durumu veya güç değil, Tanrı’yı kabul ederiz. Ve bu karar her şeyi değiştirir. Yani bu dünyada sahip olduğumuz şeylerin Tanrı’dan geldiğini bilerek ve gereken değeri ve önemi bu dünyasal şeylere değil Tanrı’ya verirsek, bu dünyadan zevk alabiliriz.
Eğer ‘Tanrı’ hayatımızın merkezi değilse o zaman bütün bunlar Vaiz’in dediği gibi: ‘boş’ olur.

Hayatımız ‘boş’ olmasın çocuklar! Tanrı’ya sevgi ve saygı gösterdiğimiz zaman zevkli bir hayatınız olur.

Bizi takip edin: