
Öğrencilerden müjdeyi açıklamalarını isterseniz, muhtemelen şöyle bir şey söyleyeceklerdir: “İsa çarmıhta günahlarım için öldü ve ona iman ederek kurtuldum.” Bu doğru bir ifade olsa da “dar müjde ”dir. Bu kurtuluş için yeterli olsa da, Kutsal Yazılar aracılığıyla iletilen kurtuluş öyküsünü tam olarak kapsamaz. Müjdenin özü “dar” olsa da, öğrencilerimize dünyayı Kutsal Kitap merceğinden görmelerine yardımcı olacak “daha geniş” bir müjde resmi de vermeliyiz.
Peki, müjde nerede başlar? Tanrı ile başlar. Günahlarımızın Tanrı’yı nasıl gücendirdiğini, O’nun yargısı altında olduğumuzu ve İsa aracılığıyla O’nun merhametine nasıl nail olabileceğimizi anlamadan önce Tanrı’nın kim olduğunu bilmemiz gerekir. Yaratılışta Tanrı’nın görkemini, iyiliğini ve lütfunu görerek, öğrencilerin müjdenin bu “daha geniş” anlamdaki resminin güzelliğini ve harikasını görmelerine yardımcı olabiliriz. Bu da müjdeyi sunmaya Kutsal Kitap’ın başladığı yerden, yani yaratılıştan başlamak anlamına gelir.
Yaratılış Tanrı’nın Yüceliğini İlan Eder
Yaratılış’taki yaratılış öyküsü, Tanrı’nın sonsuzluğunu ve gücünü vurgulayarak O’nun yüceliğini ilan eder.
Tanrı’nın Sonsuzluğu
Yaratılış 1:1 der ki, “Başlangıçta Tanrı. . .” Kutsal Kitap’ın ilk ayetinden itibaren yazar Tanrı’nın varlığını varsayar. Tanrı’dan önce hiçbir şey yoktur, ne de Tanrı’yı yaratan bir şey vardır. Yok, O sonsuza dek vardır. Mezmur yazarının dediği gibi, “Dağlar var olmadan,
Daha evreni ve dünyayı yaratmadan, Öncesizlikten sonsuzluğa dek Tanrı sensin.” (Mezmur 90:2).
Tanrı, var olmak için hiçbir şeye ihtiyaç duymadığından, ebediyen kendi kendine var olur. Bu da O’nu yaratılmış dünyanın geri kalanından tamamen farklı kılar. O yaratılmamış tek varlıktır. Bu, yarattıklarını kendi yüceliği için tasarladığından, yaratılışın nasıl davranması ve işlemesi gerektiğine kadar O’nun karar verdiği anlamına gelir.
Tanrı’nın Gücü
Tanrı’nın görkemi, her şeyi yaratma ve sürdürme gücünde de görülür. Tanrı evreni yoktan var etmiştir. Hiçbir alete ya da malzemeye ihtiyaç duymamış, sadece Sözü aracılığıyla evreni harekete geçirmiştir. Tanrı aynı gücü yarattıkları üzerindeki yönetiminde de sergiler. İbraniler 1:3 İsa’nın “Güçlü sözüyle her şeyi devam ettirdiğini” söyler. Tanrımız her şeyi yapabilecek olan Yüce Olan’dır.
Yaratılış Tanrı’nın İyiliğini Sergiler
Tanrı’yı yarattıklarıyla aynı seviyeye indirmeye çalışan diğer dünya görüşlerinin aksine, Kutsal Kitap, Tanrı’nın tamamen farklı ve ayrı olduğunu, bütünüyle iyi olduğunu ilan eder ve yaratılışın kendisi de bu gerçeği ilan eder. Yaratılış 1-2’deki yaratılış öyküsü boyunca yazar, Tanrı’nın yarattığı her şeyin iyi olduğunu tekrar tekrar belirtir. İbranice‘deki tob kelimesi sadece “ahlaki açıdan iyi” anlamına gelmez, aynı zamanda tasarımını ve amacını mükemmel bir şekilde yerine getiren bir şeyi ifade eder. Aynı şekilde, İbranice şalom kelimesi de Tanrı ve yarattıkları arasındaki mükemmel barış ve uyumu ifade eder. Tanrı’nın yarattıklarıyla ilişkisinde düşmanlık ya da gerginlik yoktu. Bunun yerine, her şey mükemmel bir barış halindeydi. Başlangıçta her şey iyi, doğru ve olması gerektiği gibiydi.
Bunu hatırlamak önemlidir, çünkü yukarıda da söylediğimiz gibi, “dar” müjde insanlara kutsal bir Tanrı’ya karşı günah işlediğimizi söyler. Ancak bu mesajla başlarsak, istemeden de olsa kötü bir dünyanın her zaman var olduğunu ima edebiliriz. Oysa müjdelemeye yaratılıştan başlayarak öğrencilerimizin Tanrı’nın başlangıçta yarattığı dünyadaki iyiliğini görmelerine yardımcı olabiliriz. Nitekim, sadece iyi bir Tanrı iyi şeyler yaratabilir.
Tanrı erkeği ve kadını yarattığında onlara baktı ve yarattıklarının çok iyi olduğunu söyledi (Yaratılış 1:31). O kötü insanlar yaratmadı. Bunun yerine, Yaratıcımıza karşı günahkâr bir isyanla Tanrı’nın iyi yaratılışını bozan bizleriz.
Yaratılış Tanrı’nın Lütfunu Sergilemektedir
Lütuf, hak etmediğimiz bir şeyi almak olarak tanımlanabilir. Tanrı’nın lütfu en son olarak Mesih’in işinde görülür, ancak bundan çok daha önce tasvir edilmiştir. Yaratılış eyleminin kendisi Tanrı’nın lütufkâr bir armağanıdır. Tanrı, bizi Kendi suretinin taşıyıcıları ve tüm yaratılış üzerinde kraliyet vekilleri yapmak şöyle dursun, bizi yaratmak zorunda değildi. Ancak Tanrı, lütfuyla, kendisini tanıyabilmemiz, sevebilmemiz, birlikte yaşayabilmemiz ve yüceltebilmemiz için bunu özgürce yapmayı seçmiştir. Var olmamız yalnızca sevgi dolu bir Tanrı’nın lütfu sayesindedir.
Ve aynı Tanrı eninde sonunda günah yüzünden bozulan her şeyi onaracaktır. Müjdenin nihai vaadi, İsa geri döndüğünde Tanrı’nın her şeyi yok etmeyeceği ve her şeye yeniden başlamayacağıdır. Bunun yerine, yaratılışı ilk yarattığı şekle göre restore edecek ve geliştirecektir: mükemmel bir shalom yayan bir evren. Lütuf her şeye restorasyon getirecektir.
Yaratılıştan Müjde Uygulamaları
Yaratılıştaki “daha geniş” müjdenin öğrencilerimizin günlük yaşamlarını etkilemesi için üç yol önermek istiyorum.
Dünya olması gerektiği gibi değil
Öğrenciler bize gelip dünyamızda neden bu kadar çok nefret, kötülük, acı ve kaos olduğunu sorduklarında, onlara Tanrı’nın başlangıçta amaçladığı şeyin bu olmadığını söyleyebiliriz. Tanrı kötülüğü yaratmadı. Başlangıçta her şey mükemmel bir huzur içindeydi. Ve nihayetinde Tanrı, Mesih’te insan günahının etkilerine bir çözüm sunmuştur ve O’nun aracılığıyla Tanrı iyi yaratılışını tamamen onaracak ve her şeyi Kendisiyle barıştıracaktır. Yaratılıştaki müjde öğrencilerimize bir gün her şeyin yoluna gireceğine dair umut vermektedir.
Herkes haysiyet, onur ve saygıya layıktır
Yaratılış müjdesi de bize tüm insanların Tanrı’nın suretinde yaratıldığını öğretir. Bu nedenle, öğrencilerimiz müjdeyi sadakatle yaşayacaklarsa, hiçbir şekilde taraf tutmaya yer yoktur. Etnik kökenleri, cinsiyetleri, sosyo-ekonomik durumları, yaşam tarzı seçimleri veya engelleri ne olursa olsun tüm insanlar ölçülemez bir değere sahiptir ve sevilmeli, onurlandırılmalı ve saygı görmelidir. Yakup ve Yuhanna, insanlar Tanrı’nın suretinde yaratıldıkları için, başkalarına nasıl davranırsak ve onları nasıl görürsek Tanrı’ya da öyle davranmış ve öyle görmüş olacağımızı söyler (Yakup 3:9-10; 1.Yuhanna 4:19-21). Bu nedenle, Tanrı’yı O’nun suretini taşıyanları severek sevmeliyiz.
Yaratılış üzerinde egemenliğimiz olmalı, tersi değil
Tanrı bizi tüm yarattıklarına hükmetmemiz ve onlara egemen olmamız için yaratmıştır. Yaratılış üzerinde hâkimiyet kurmanın bir yönü de yaratılan hiçbir şeyin bizi kontrol etmesine izin vermemektir. Öğrenciler çoğu zaman telefonlarının, eğlencelerinin, kıyafetlerinin, derslerinin ve sporlarının yaşamları üzerinde egemenlik kurmasına izin verirler. Tanrı’nın suretinde yaratılmış insanlar olarak, yaratılışa boyun eğmek değil, onu Tanrı’nın egemenliği ve hükümranlığı altına almak zorundayız. Yaratılıştaki daha geniş müjde bize kendi arzularımızın değil, Tanrı’nın hizmetkârları olduğumuzu hatırlatmaya yardımcı olur. Dünyamız kendi başına bir amaç değildir; Mesih’teki asıl amacımızı yerine getirmek için bir araçtır.
Müjde öyküsünün tüm kapsamını anlamak için, başlangıçtan başlamak, öğrencilere yaratılıştaki daha geniş müjdenin kendilerini, dünyalarını ve Tanrılarını doğru ışıkta görmelerini nasıl sağladığını öğretmek önemlidir; nereden geldiklerini düşünüp tartarken, imanla nasıl yaşayacaklarına dair netliği keşfedeceklerdir. Özlerini daha iyi anlayarak, ahlaklarının önemini kavrayacaklar ve Yaratıcılarını hoşnut edecek şekilde yaşamalarına yardımcı olacaklardır.
https://www.youthpastortheologian.com/blog/teaching-the-broader-gospel-creation 15/9/2024’de erişilmiştir. İzinle kullanılıyor