
Tanrı hakkında gençlerimizin kesinlikle çekineceği bir gerçek varsa, o da Tanrı’nın Yargıç olduğudur. “Kendin için doğru olanı yap” ve ya ‘başkalarını yargılama’ değer veren bir kültürde, her eylemimizi kendi standartlarına göre yargılayan ve ölçüyü tutturamadığı için insanları cehenneme gönderen bir Tanrı fikri kulağa sert gelebilir. Öğrencileri uzaklaştırmamak için Kutsal Yazılar’ın bu öğretisini görmezden gelmek bize cazip gelebilir.
İşin tuhafı, Yargıç olarak Tanrı sadece Kutsal Yazılar’ın açık bir öğretisi değil, aynı zamanda Tanrı’nın Sözü’nde, Tanrı’nın halkı tarafından kutlanan bir şeydir. Tanrı’nın adaleti iyi haberdir. Öğrencilere bu gerçeği sadakatle öğretirken, Tanrı’nın kötülüğü yargılamasının neden iyi bir haber olduğunu ve bu gerçeğin kendi günahımızı ve Mesih’te sahip olabileceğimiz nihai umudu anlamamıza nasıl yardımcı olduğunu görmelerine yardımcı olalım: O bizim mahkûmiyetimizi üstlendi.
İyi Haber: Tanrı Kötülüğü Yargılar
Bir filmdeki kötü adam sonunda yenildiğinde insanların tepkilerini hiç fark ettiniz mi? Hiç kimsenin onlar için üzüldüğünü duymadım. Scar’ın Mufasa’nın ölümüne neden olduğunu, Lord Voldemort’un kendi laneti tarafından öldürüldüğünü ya da Thanos’un kullandığı sonsuzluk eldiveniyle varoluştan silindiğini izlediğimizde bir sevinç ve rahatlama hissi duyuyoruz. Adalet yerini bulduğunda seviniriz.
İnsanların bize zarar vermesinin yanlış olduğunu ve bunu yapanların cezalandırılması gerektiği bilinciyle doğarız. İnsanlar kötü bir şey yaptığında ve yaptıkları konusunda cezasız kaldıkları durumundan nefret ettiğimizi erken yaşta öğreniriz. Trafikte yolunuz kesildiğinde verdiğiniz tepkiyi düşünün.
Öğrencilerimizin, Tanrı’nın kötülüğü yargılayacağının iyi bir haber olduğunu duymaya ihtiyaçları vardır. O, mazlum ve mağdurların yanında yer alacak ve failleri adalete teslim edecektir. Kötülük ve adaletsizliğin sonsuza kadar devam etmeyeceği için sevinebiliriz. Bir gün yanlış olan her şey düzeltilecektir. İşledikleri cinayetler -bazen kelimenin tam anlamıyla- yanlarına kâr kalıyormuş gibi görünen insanların yaptıkları sonsuza kadar yanlarına kâr kalmayacak. Kötülük cezalandırılacaktır.
Öğrencilerimizin bu haberin getirmesi gereken sevinç ve huzuru hissetmelerini istiyoruz! Kötülük son sözü söylemeyecek. Oldukça kolay hayatlar yaşamış olanlar kötülüğün yargılanmasının büyük bir mesele olmayacağını düşünebilir, ancak size ya da sevdiklerinize korkunç şeyler yapıldıysa, her şeyi farklı görürsünüz. Kutsal Yazılar’da haksızlığa uğrayanlar sık sık Tanrı’yı Yargıç olmaya çağırmışlardır (örneğin, 1. Samuel 24:15, 2. Tarihler 20:12, Mezmur 7:8). Mezmur 96:12-13 Tanrı’nın yargısını bir kutlama nedeni olarak verir:
“Bayram etsin kırlar ve üzerindekiler!
O zaman RAB’bin önünde bütün orman ağaçları
Sevinçle haykıracak.
Çünkü O geliyor!
Yeryüzünü yargılamaya geliyor.
Dünyayı adaletle,
Halkları kendi gerçeğiyle yönetecek..”
İstismar ve kötü muameleye maruz kalanların, Tanrı’nın bunlardan nefret ettiğini ve bir gün bunu düzelteceğini bilmeleri gerekir.
Kötü Haber: Biz de Kötüyüzl
Tanrı’nın kötülüğü yargılayacak olması iyi haberdir. Kötü haber ise, bizim de kötü olduğumuz ve Tanrı’nın yargısını hak ettiğimizdir. Öğrencilerimizin bazen takıldığı nokta burasıdır. Çocuk istismarcılarının ve okul saldırganlarının yargılanması gerektiği konusunda hemfikir olabilirler, ancak birçoğu kendilerini aynı kategoride düşünmez. Öğrencilerimiz muhtemelen “ellerinden gelenin en iyisini yaptıklarını” düşünüyorlar, o halde Tanrı onları cezasız bırakmaz mı?
Bu nedenle İsa, Tanrı’nın yasası hakkında yorum yaparken şu sözleri söylemiştir: “‹Atalarımıza, ‹Adam öldürmeyeceksin. Öldüren yargılanacak› dendiğini duydunuz. Ama ben size diyorum ki, kardeşine öfkelenen herkes yargılanacaktır. Kim kardeşine aşağılayıcı bir söz söylerse, Yüksek Kurulda yargılanacaktır. Kim kardeşine ahmak derse, cehennem ateşini hak edecektir.” (Matta 5:21-22).
İsa, öğrencilerimizin de katılacağı “Öldürmeyeceksin” emrini alır ve bunu yürekle ilişkilendirerek, cinayet gibi dışsal eylemlerin temelinde başka bir insana duyulan içsel nefretin yattığını söyler. Bu, bize çok daha yakın. Ben hiç kimseyi öldürmedim ama öfkeyle insanlara gurur duymadığım oldukça zalimce şeyler söyledim. İsa sadece dışsal eylemlerle değil, yüreklerimizdeki düşünce ve güdülerle de yargılanacağımızı söyler ve hepimizin yüreğinde başka bir insana karşı cinayet “tohumları” vardır.
Bu nedenle Pavlus “herkes günah işledi ve Tanrı’nın yüceliğinden yoksun kaldı” diyebilmektedir (Romalılar 3:23). Hepimiz Tanrı’nın standartlarından ve çoğu zaman da kendi standartlarımızdan yoksun kaldık. Romalılar 2:1 şöyle der: “Bu nedenle sen, ey başkasını yargılayan insan, kim olursan ol, özrün yoktur. Başkasını yargıladığın konuda kendini mahkûm ediyorsun. Çünkü ey yargılayan sen, aynı şeyleri yapıyorsun..” “Sürekli dedikodu yapan” kızı yargılayabiliriz, ama gerçekten çılgınca bir haber duyduğumuzda elimizde olmadan birilerine anlatırız. Haberlerde “açıkça ırkçı” olanları yargılarız ama sonra kendimizi birini görünüşü ya da konuşması nedeniyle peşinen yargılarken buluruz. Başkalarını kınarken kendimizi de kınamış oluruz.
Tanrı, getireceği mükemmel yeni yaratılıştan tüm kötülükleri ortadan kaldıracaktır. Bu, O’nun krallığının ne kadar harika olacağına dair iyi bir haber, orada bulunacak kadar mükemmel olmayan bizler için ise kötü bir haberdir. Ne yazık ki, bu hepimiziz. Pavlus şöyle der: “Tanrı’nın yargısından kaçabileceğini mi sanıyorsun? Tanrı’nın sınırsız iyiliğini, hoşgörüsünü, sabrını hor mu görüyorsun? O’nun iyiliğinin seni tövbeye yönelttiğini bilmiyor musun?” (Romalılar 2:3b-4). Öğrencilerimizin çoğu tam olarak bunu yapıyor! Günahlarının o kadar da önemli olmadığını, Tanrı’nın onları affedeceğini varsayarlar.
Tanrı iyi huylu, sabırlı, sevgi dolu ve adildir ve tam da böyle olduğu için, hepimizin içindeki kötülük de dahil olmak üzere, kötülükten hesap soracaktır. Tanrı’nın iyiliği, birçok insanın düşündüğünün aksine, “ne yapıyorsan yapmaya devam et; önemli değil” anlamına gelmez. Tanrı’nın iyiliği, “Gittiğin yön seni öldürecek; yardım etmeme izin ver” anlamına gelir.
En İyi Haber: İsa Mahkûmiyetimizi Üstlendi
Yüreklerimize baktığımızda, tüm iyi işlerimizin kirli adet bezi gibi olduğunu (Yeşaya 64:6) ve bize kazandırdıkları tek şeyin ölüm olduğunu (Romalılar 6:23) fark etmenin bir ağırlığı vardır. İsa’nın bize sonsuz yaşam ve mahkûmiyetten kurtuluş sunmak üzere bizim yerimize ölmesine ilişkin iyi haber, eğer öğrencilerimiz önce kötü haberi anlamamışlarsa, gerçekten iyi haber değildir. Günahı ve yargıyı anlamadan müjdeyi takdir edemeyiz. İsa’nın sunduğu umudu takdir edebilmek için öğrencilerin günahlarının ağırlığını hissetmelerine ve bir kurtarıcıya olan ihtiyaçlarını görmelerine yardımcı olmamız gerekir. İsa’nın “az bağışlanan az sever” (Luka 7:47) derken kastettiği de budur. Mahkûm edildiğimizi bildiğimizde, “Mesih İsa’da olanlar için artık hiçbir mahkûmiyet olmadığını” bilmenin rahatlığını hissedebiliriz (Romalılar 8:1).
Öğrencilerimizin müjdeye sevinmelerini, Kurtarıcılarını sevmelerini ve iyi haberi başkalarıyla paylaşmak için heyecan duymalarını istiyorsak, onlara yargıyı öğretmemiz gerekir. İsa’nın umuduyla sevinmeden önce onun hem güzelliğini görmeleri hem de ağırlığını hissetmeleri gerekir.
https://www.youthpastortheologian.com/blog/how-to-teach-about-gods-judgment 15/3/2025’de ulaşılmıştır. İzinle kullanılıyor.