Ruh’u hoşnut etmekle ilgili bu tartışma, bizi günahla mücadele konusunda şaşırtıcı bir öğretiye götürür. Biz Evanjelikler, imanla aklanma doktrinini vurgulamayı çok severiz. Bu, yüce bir gerçektir. Günahlarımızdan tövbe edip İsa Mesih’e iman ettiğimizde, Baba günahlarımızı Mesih’e, O’nun doğruluğunu ise bize yükler. Kendi başımıza hiçbir hak kazanmadan, Yargıç’ın kararı İsa’nın üzerine gelir ve biz suçlular, doğru olarak ayrılırız. Gerçekten, suçlu olan benim özgür kalmam; bu, şaşırtıcı bir lütuf ve hayret verici bir iyiliktir!
Ancak bu bildiride, gençlerimizin bizim kastetmediğimiz bir şey duyabileceklerinden korkuyorum. Hristiyanlık, bir spor kulübüne üye olmak gibi, elde edilen bir statü haline geliyor. İsa, benim bu kulübe katılmam için ücreti ödedi.
Ben de O’nun ödediği ücreti kabul ettim. Ama bu yeni kulüpte gerçekten egzersiz yapmayı seçip seçmeyeceğim tamamen farklı bir mesele. Çocuklarımız (ve biz), Tanrı ile olan ilişkimize karşı ilgisiz ve pasif bir bakış açısına sahip olabiliriz.
Kutsal Yazılar ayrıca benim, Tanrı’nın çocuğu olarak evlat edinildiğimi bildirir. O’nun çocuğu olarak eylemlerim, O’nu hoşnut edebilir veya üzecektir. Pavlus, insanları değil, Baba Tanrı’yı hoşnut etmeye çalıştığını söylemiştir (Galatyalılar 1:10). Pavlus, Mesih’i hoşnut etmeyi hedeflemiştir (2. Korintliler 5:9). Kutsal Yazılar, başka yerlerde de bize Rab’bi hoşnut eden şeyi bulmamızı (Efesliler 5:10) ve bunu giderek daha fazla yapmamızı (1. Selanikliler 4:1) emreder.
MUTLU ETMEK İÇİN YARATILMIŞIZ
Bu motivasyon neden bu kadar önemlidir? Çünkü bizler, onaylanmak için yaratıldık. Küçük çocuklarımız (ve daha büyük çocuklarımız) ebeveynlerinin teşvikini ve onayını isterler. İsa, hizmetinin hem başında hem de ortasında Babası’nın onayını duydu (Matta 3:17; 17:5). Çocuklarımız da büyüdükçe onaylanmak isteyeceklerdir. Tanrı, onların O’nu hoşnut etmek için yaşamaya çalışmasını ister.
Bu, çocuklarımız için radikal ama aynı zamanda güçlendirici bir düşüncedir. Tanrı’yı değişmez bir yargıç, memnun fakat duygusuz biri olarak düşünürsek, O’nu anlamamız eksik kalır. Bunun yerine, hayatlarımızla göksel Babamız’a, Kurtarıcımız’a ve O’nun Ruhu’na sevinç verebileceğimizi bilmeliyiz.
Charles Spurgeon, yıllar önce bunu anlamış ve şöyle demiştir: “Bir Hristiyan’ın en büyük sevinci, Mesih’e sevinç vermektir.” Bu, dünya görüşünü sarsabilecek bir düşüncedir — ben şahsen Mesih’e sevinç ya da keder getirebilirim! Aslında, Rab’bi hoşnut etmek, çocuklarımızın bize itaat etmeleri için güçlü bir motivasyondur.
“Ey çocuklar, her konuda anne babalarınızın sözünü dinleyin. Çünkü bu Rab’bi hoşnut eder.” (Koloseliler 3:20).
Bir ebeveyn olarak, çocuklarıma rehberlik ederken Tanrı’yı memnun etme fikrini de onlara aktarmak istiyorum. Çocuklar küçükken, onlara bize itaat etmeyi ve bizi memnun etmeyi öğretiriz. Ancak büyüdüklerinde, rehberliğimizi yavaş yavaş Ruh’un rehberliğine bırakmak isteriz. Böylece kendi onayımızdan, Ruh’un onayına geçiş yaparlar.
Ruh’u memnun etmeye çalışmak, Hristiyanlığı sadece bir “yap” ve “yapma” listesinden çıkarıp, Kurtarıcı ile kişisel bir paydaşlığa dönüştürür.
Chap Battis’in 21/6/2025’de gönderdiği email. İzinle kullanılıyor