Merhaba çocuklar!

Gökyüzüne baktığınızda ne görür ve ne düşünürsünüz?
Tabii ki ayı ve yıldızları… Belki yıldızların arasındaki o büyük boşluğu bile düşünürsünüz!
Tanrı bütün bunları yalnızca bir sözle yarattı. Bu yüzden hayran kalmalı ve O’nu övmeliyiz.

Ama aklımıza gelmesi gereken başka bir şey daha var.
Nedir, biliyor musunuz? İnsanlar!

Mezmur 8:1, 3-8
Ey Egemenimiz RAB,
Ne yüce adın var yeryüzünün tümünde!
Gökyüzünü görkeminle kapladın.

Ellerinin eseri olan gökleri,
Oraya koyduğun ayı ve yıldızları seyrederken
şunu soruyorum kendi kendime:

“İnsan nedir ki, onu anasın?
Ya da insanoğlu nedir ki, ona ilgi gösteresin?”

Onu neredeyse bir tanrı yaptın;
Başına yücelik ve onur tacı koydun.

Ellerinin yapıtları üzerine onu egemen kıldın,
Her şeyi ayaklarının altına serdin;

Davarları, sığırları, yabanıl hayvanları,
Gökteki kuşları, denizdeki balıkları
ve denizde kıpırdaşan bütün canlıları.

Evet çocuklar, gökyüzüne baktığımızda Tanrı’nın görkemini ve O’nun yarattığı harika şeyleri görüyoruz.

Bu da bizi başka bir gerçeğe yöneltmelidir: İnsan da Tanrı’nın yarattığıdır!
Tanrı insanı “taçlandırdı”; yani bizi yeryüzünde O’nun temsilcileri yaptı. Dünyaya bakmakla, onu yönetmekle ve ona iyi bakmakla görevlendirdi.

Elbette günah bu görevi zorlaştırdı, kusurlu hale getirdi. Ama Tanrı’nın bize verdiği saygınlık hâlâ duruyor.

Çocuklar!
İnsana baktığımızda gökyüzünü hatırlayalım ve şöyle diyelim:
“Ne yüce Tanrımız var! Böyle insanları yarattı!”

Bizi takip edin: