superman_1Süper kahramanlar her yaşta ve her yerde beğenilen bir olgu olmadan önce bu hikayeler en çok genç erkekler için yazılmıştı. Çoğumuz için bugün Örümcek Adam kaygı dolu, hazır cevap bir kahramandır; sadece radyoaktif bir örümceğin ısırığı yetmişti. Batman ağır, düşünceli, akıllı kahramanı temsil etti; sadece eğitim ve bir milyar dolar yeterliydi. Ama Süpermen farklıydı. Bizi temsil etmedi, bizim hayran kaldığımız ilk süper kahramanı temsil etti: babalarımızı!

Benim babam Süpermen’i duymadan önce bir süpermendi. Flash’ten daha hızlıydı (ne kadar önde başladıysam da yarışlarımızı her zaman o kazandı), Thor’dan daha güçlüydü (bütün turşu kavanozlarını açabilirdi) ve Hulk’tan daha kuvvetliydi (kola kutularını bir hamlede ezerdi). 2 yaşından 7 yaşına kadar, babam benim için DC ya da Marvel çizgi evrenlerinde üretilen herhangi bir varlıktan daha harikaydı.
Ama bir gün her şey değişti. Ne zaman oldu bilmiyordum ama artık babamı Harika, İnanılmaz veya Süper görmüyordum. Sadece bir adamdı, herkesin babası gibiydi.

Ben de baba olduğumda çocuklarımın beni Süpermen olarak görme dönemini uzatacağıma dair ant içtim. Ama umduğumdan daha kısa sürdü. Süremezdi zaten, çünkü babaların süper kahramanlar olmaması lazımdı. Bizler vekiliz.

Kralın Vekilleri

Babaların görevi kralın vekili olmaktır. Açıklayayım.

Tanrı bizi bir göreve çağırıyor, böylece O’nun sevgisini başkalarına aktarıyoruz. Görevlerimizin çoğunda -işimiz ve kilisedeki hizmetimiz gibi- birçok komşuya hizmet ediyoruz. Ama babalık görevimizde Tanrı’nın sevgisini özel bir kesime -çocuklarımıza- aktarmaya çağrılıyoruz.
Bazı görevlerimizde bir vekil olarak çağrılıyoruz. Babalar olarak kral vekili gibiyiz.
Biz kral değilsek de gerçek tek kral kendi yetkisinden, gücünden ve sorumluluğundan verdi bize. Bize verilen yetki özellikle çocuklarımıza yönelik; onların Tanrı’nın seçtikleri, O’nun kraliyet ailesinin fertleri olacaklarını umuyoruz.

Tanrısal Yetkiniz (ve Tanrı’ya Teslimiyetiniz)

Bunun ne anlama geldiğini anlamak için ünlü ve kusurlu bir kral babadan örnek verelim. Davut, ölüm döşeğindeyken Tanrı’nın esinlediği bu sözleri yazdı (2 Samuel. 23:3-4):

‘İnsanları doğrulukla ve Tanrı korkusuyla yöneten kişi,
Bulutsuz bir sabah, şafakta görünen gün ışığı gibidir,
Parlaklığı yağmurdan sonra topraktan ot bitirir.

Bu ayetlerde Tanrı’nın, babalar gibi, yetkili kıldığı kişilerden en önemli iki talebi açıklanır: İlki, yetkili kişinin Rab’bin öğrettiklerine göre yetkisini kullanması gerektiğidir. İkincisi, yetkili kişinin Tanrı’dan korkması, yani Tanrı’nın yetkisini tanıması ve O’na teslim olması gerektiğidir.

Bütün yetkililerin emir verme, karar verme ve itaat talep etme gücü ve hakkı var. Davut bize bu yetkinin uygun kullanımının bir bereket olduğunu hatırlatır. Eğer babalar kendi yetkilerini Tanrı’nın niyet ettiği şekilde kullanıyorsa, güneşin çimeni büyütmesi gibi çocuklarımızın gelişmesini sağlar.

Ama biz daima bu yetkiyi kötü kullanmak konusunda dikkatli olmalıyız. Edward Veith Jr. ve Mary J. Moerbe’nin anlattığı gibi, “İsa, bizzat kendisi, en azından Hristiyanlar için, yetkinin güç kullanılarak değil, nihai olarak kendini feda ederek kullanılması gerektiğini öğretir.” Babaların çağrısı, yetkilerini çocuklarına hizmet etmeye kullanmak üzerinedir, üzerlerinde ağırlık hissettirmeye değil. Yetkinizi Tanrı’yı hoşnut edecek şekilde kullanıp kullanmadığınızı anlamak için kendinize bu soruyu sorun: Yetkimi kendimi feda ederek mi kullanıyorum?

Çocuklarımıza yönelik Tanrı’yı hoşnut edecek bir yetkili olma gerekliliğiyle birlikte, Kutsal Kitap’a göre yetkililere boyun etmemiz gerek. Romalılar’da Pavlus yetkilileri Tanrı’nın yerleştirdiğini söyler ve şöyle devam eder: “Bu nedenle, yönetime karşı direnen, Tanrı buyruğuna karşı gelmiş olur” (Rom. 13:1-2). Çocuklarımız Tanrı’nın başımızdaki yönetimlere nasıl alçakgönüllü bir şekilde boyun eğdiğimizi açıkça görmeliler. Çocuklarımız bizden yönetime karşı direnmeyi öğrenmişlerse, onların da asi bireyler olmalarına şaşırmamamız gerekir.

Dünyadaki her yetkinin Tanrı tarafından aktarıldığını fark etmeliyiz. O zaman bizim üstün ya da aşağı hissetmemiz için sebebimiz olmaz, çünkü hem yetkiyi kullanma hem de yetkiye boyun eğme Tanrı’ya itaat etmenin yollarındandır. Eğer çocuklarımızın İsa’ya itaat etmelerini istiyorsak, bizler de sevgi dolu ve lütufkar şekilde hem yetkiyi kullanmaya hem de yetkiye boyun eğmeye örnek olmalıyız.

Vekil. Süpermen Değil!

İşte yine vekil ile Süpermen arasındaki farka döndük. Fark şudur: Biz nasıl görülmek istiyoruz? Bu tutum çocuk yetiştirmemizi tümüyle etkiler. Çocuğumuzu yetiştirirken Tanrı’nın yüceliğini mi, yoksa kendi yüceliğimizi mi gözetiyoruz?
Kızımın beni ilkin bir süper kahraman olarak görmesini istedim, çünkü onun takdirini ve hayranlığını hissetmeyi çok arzuladım. Kızımın babasını evrenin en Harika, İnanılmaz ve Süper varlığı olarak görmesini çok istedim.
Artık beni aynı sebepten ötürü bir vekil olarak görmesini istiyorum: Evrenin en Harika, İnanılmaz ve Süper varlığı olarak Göksel Baba’yı görmesini istiyorum.

https://www.thegospelcoalition.org/article/we-arent-supermen-dads-were-surrogates 26/6/2017’de erişilmiştir.

Bizi takip edin: