Çocuklarımızın En Derin İhtiyacı

Mezmur 51, çocuklarınızın en derin ihtiyaçlarını anlamanızı sağlayacak o kadar çok bilgi içeriyor ki sadece ondan edindiklerinizle bir ebeveynlik kitabı yazabilirsiniz. Davut’un itiraf ve yalvarışlarının sonuçları, Tanrı’nın çocuklarımızın hayatlarında bizi çağırdığı şeylere yepyeni bir gündem belirlemeye yöneliktir. Ebeveynlik görevini anlamak için bu Mezmur’un içeriği üzerinde çalışırken Davut’un itirafının odak noktasına dikkat etmenizi isterim. Davut sadece, ‘Ben her şeyi berbat ettim, özür dilerim’ demiyor. Yok öyle bir şey. Davut basit bir davranış sorunundan daha büyük bir sorunu olduğunun derinden farkında. Mezmur 51’i okuduğunuzda, Davut’un belirli ve somut günahlarını itiraf edişinin içerisinde çok daha derin bir ahlak dramı için Tanrı’ya yardım yakarışı olduğu gerçeği yüzünüze çarpıyor. Size bu Mezmur’dan gözlemlediğim, ebeveynlik görevinizi değiştirecek altı fikir vereyim.

  1. Çocuklarımız kendi günahlarını görmeliler; böylece Tanrı’nın merhametini dileyeceklerdir.

Mezmur 51 her insanın dile getirmesi gereken haykırışla başlar ama milyarlarcası bunu yapmaz. Bu haykırış hayatınızın en büyük tehlikesinin sadece dışınızda değil, içinizde olduğunu fark ettiğiniz anda oluyor; işte bu yüzden Tanrı’ya ve Tanrı’nın hayatınızda size yardım edecek kişilere alabildiğine muhtaç bir kişisiniz. Ebeveyn için çocuklarının Tanrı’nın merhametini dilemelerini sevgi ve sabırla sağlamaktan daha önemli bir görev yoktur. Tanrı’ya merhamet göstermesi için ancak günahınızın içinizde olup ondan kurtulmanın elinizde olmadığını fark edince yalvarırsınız. Kendi günahlarını istekle ve alçakgönüllülükle kabul etmeye başlayan çocuklar yardım için hem Tanrı’ya koşacak hem de ebeveynlerinin yardımını, yönlendirişini, düzeltmelerini ve eğitimini reddetmeyi de bırakacaklardır. Varsayalım oğlunuzun veya kızınızın davranışlarını iyi ve başarıyla yönlendirebildiniz ama evden ayrıldıktan sonra yüreklerindeki günahı ve Tanrı’nın merhametine alabildiğine ihtiyaç duyduklarını kabul etmediler… Ne acı, değil mi?

Eğer çocuklarımız iyi eğitim alıp iyi iş edinmiş, sağlıklı, başarılı ve beğenilir bireyler olmuş ama günah konusunda farkındalık ve merhamete açlık göstermiyorsa ne olacak? Belki Davut’un merhamet için yakarışı, bizim ebeveyn olarak çocuklarımıza yüksek standartlar belirlememekten, çocuklarımızdan fazla talep etmememizden sorumlu olduğumuzla bizi yüzleştirir. Bence standardımız fazla düşük, yani bu dünyaya göre yatay seviyede başarı düzeyine sahip olabilir ama Tanrı bizi radikal yürek ve hayat değişiminin aracıları olmaya çağırır.

  1. Çocuklarınız günahın doğasını anlamalılar; böylece tehlikesini hafife almazlar (ayet. 1–3)

İşte bu düşünüp tartmanız gereken bir konu. Çocuklarınızla kendi günahları hakkında konuşmakla olumsuz ve yargılayıcı olmazsınız. Konuyu şu şekilde değerlendirin: Bütün sevgi dolu ebeveynler çocuklarını çevrelerinde olan biteni farkında olmaları, sakınmaları gereken tehlikeler hakkında uyarırlar. Çocuklarınızı sevdiğiniz için ve onlara zarar verecek şeylerden korumak istediğiniz için bunu yapıyorsunuz. Çocuğunuzun hayatında kendi günahından daha tehlikeli bir şey yoktur. Bunun farkına varmalarını ve onun tahrip gücünün farkında olmalarını sağlamak, iyi ve sevgi dolu bir tutumdur.

Çocuklarınızın kendi günahlarını gören, bunların ne denli mühim olduğunu kabul eden bir bilinçle dünyaya gelmediklerini kabul etmek önemlidir. İşte bu ebeveyn olarak sizin göreviniz! Mezmur 51 bu konuda da çok yardımcı. Davut’un burada günah için kullandığı üç sözcük, günahın hayatı ezen gücünü capcanlı sergiler. Davut’un yüreğindeki derin kırgınlığı açıklamak için kullandığı en basit kelime ‘günah’tır. Günahın anlamı şudur: Çocuklarınızın bütün doğal armağanları, yetenekleri ve çabaları Tanrı’nın standardından düşük kalacaktır. Ok ve yayı örnek verecek olursak, mesele çocukların okla nişan alıp Tanrı’nın hedefini vuramamaları değildir; mesele, nişan aldıkları, yayı gerip oku attıkları halde ok hedefine hiç ulaşmamaktadır! Hiçbir ok bırakın merkezi, kenar dairelere bile ulaşmaz. Yani her ok Tanrı’nın hedefi için kısadır, yere düşer. Günah yüzünden çocuklarımızın tek başına, Tanrı’nın buyurduğu ve talimat verdiği şekilde yaşamaya güçleri yoktur. Ebeveynlerin denetlemesi, eğitim sistemi, kişisel başarı da bu gücü vermeyecektir çocuklara. Tanrı’nın çalışması gerekir.

  1. Çocuklarınız problemlerinin ebeveynleriyle değil, Tanrı’yla olduğunu anlamalı (ayet 4)

Zina ve cinayet işleyen bir adamın, günahının sadece ve sadece Tanrı’ya karşı olduğunu söylemesi biraz tuhaf kaçıyor. Davut’un bunu söylemesi aslında sadece yaptığının ağırlığını değil, bunu yapmasına yol açan yürek halini anladığını da gösterir. Çocuklarımız da bunu anlamalı. Her günahın dikey boyutu var (Tanrı’ya yönelik). Her bir günah Tanrı’nın yüzüne atılan bir yumruktur. Her bir günah Tanrı’yı tahtından indirip orada oturmayı istemenizdir. Çocuklar her günah işlediklerinde kendilerine Tanrı’dan daha akıllı olduklarını, her şeyi daha iyi bilip kendi kurallarını yazabileceklerini söylemektedirler. Her bir günah kişinin Tanrı’dan bağımsız olduğunu ilan etmesidir. Her bir günah çocuklarınızı dünyanın merkezine koyar, hayatın sadece ve sadece kendileriyle ilgili olduğunu ilan eder.

Demek istediğim şu: Çocuklarımız Tanrı için yaşamak, hayatlarını O’na vermek, gönüllü olarak O’nun sınırları içinde kalmak ve sadece O’nun yüceliği çalışmak üzere yaratıldılar. Çocuklar bütün hayatlarını kendi arzularına, duygularına ve mutluluklarına indirgerler. Hiçbir günah sadece yatay boyutta değildir. Çocuklarınız size saygısız davrandıklarında aslında Tanrı’yı onurlanmamış olurlar, çünkü onların anne babalarına saygı göstermelerini buyuran Tanrı’dır. Çocuklar birbirleriyle kavga ettiklerinde aslında Tanrı’yla kavga etmektedirler, çünkü onların esenlik içinde yaşamalarını buyuran Tanrı’dır. Genç bir erkek bir genç kızı hamile bıraktığında, bu ahlaksızlığı aslında başka birinin vücudunu kendi zevki için kullanmasını yasaklayan Tanrı’ya karşı yapmıştır.

Ebeveyn olarak çocuklarınızın yaptığı kötülüğün sadece size yönelik değil, Tanrı’ya yönelik olduğunu unutmayın. Ama aynı zamanda çocuklarınızın Tanrı için, O’nun isteğini yapmak üzere yaratıldıklarını ve bu yüzden yaptıkları bütün kötülükleri Tanrı’ya karşı yapmış olduklarını hatırlamalarına yardım etmelisiniz.

  1. Çocuklarınız, günahın, davranış sorunu yaratan bir ‘öz sorun’ olduğunu anlamalı (ayet 5)

Davut, “Nitekim suç içinde doğdum ben, günah içinde annem bana hamile kaldı’ demesi, en büyük sorunumuzun durumsal, coğrafi veya ilişkisel olmadığını anlatır. Sorunumuz doğamızdır. Ben bir günahkar olarak doğdum. Dünyaya bu şekilde geldim. Bu nokta önemli ve hem sizin hem çocuklarınızın bunu anlamanız hayati önem taşır. Çocuklarınıza günah işlediğini söylemek yeterli değil. Siz de onlar da günahkar olduğunuzu fark etmelisiniz. Günah kötü davranışın kendi değildir; günah, kötü davranışa yol açan haldir. Bir günahkar kendine, ‘Yarından itibaren artık günah işlemeyeceğim’ dese de başaramaz.

Çocuklarınızın yaptıkları kötü şeyleri itiraf etmelerinin yeterli olmadığını anlamak bazen yeterli değildir. İçlerinde kötülüğün yaşadığını itiraf etmeleri, bundan ötürü Tanrı’nın kurtarışına, bağışlamasına, dönüştürmesine ve kurtaran merhametine tamamen muhtaç olduklarını anlamaları gerekir.

  1. Çocuklarınız günahın bir yürek sorunu olduğunu, tek çözümün yeni bir yürek olduğunu anlamalı (ayet 10)

Yeni bir yürek için yalvaran kişi, günahın en büyük sorunu olduğunu anlamıştır. Yüreğimize bulaşan günah hastalığının tek çözümü Tanrı’nın sağladığı yeni yürektir. O yüzden İsa bu günaha düşmüş dünyaya gelip ona teslim olmaya istekliydi, o yüzden çarmıhın zulmüne katlanmak istedi ve o yüzden mezardan çıkmak zorundaydı; bize ve çocuklarımıza hepimizin ihtiyacını, yeni yüreği, bağışlamak için. Çocuklarınızın ihtiyacı yönetilmek değil, kurtulmaktır. Talimat almaya veya öğretilmeye değil, Tanrı’nın ameliyatına ihtiyaçları var. Ve sizin bu ihtiyaçları fark etmeniz yeterli değil, onların da fark etmeleri gerekir, yoksa yardımınızı reddetmeye devam edecekler, Tanrı’nın yardımına ihtiyaç duyduklarını kabul etmeyeceklerdir.

  1. Çocuklarınıza tek umuda, Tanrı’nın bağışlayan lütfuna, koşmayı öğretmelisiniz (ayet 14)

Başka yerlerde de bundan söz ettim ama burada da söylemem gerekiyor: Umudun kapısı umutsuzluktur. Çocuklar kendilerine, bilgeliklerine, güçlerine ve doğruluklarına sırt çevirmedikçe Tanrı’ya merhamet için yakarmayacaklar. Umutları Tanrı’nın veya sizin yardımınız olmadan kendi başının çaresine bakmaya dayalı kalmaya devam ettikçe, içlerindeki günahı reddedip hayatlarını kendi ellerinde tutmaya devam edecekler. Bağışlanmayı arayan kişi, kontrolün ve hayatının kendi ellerinde olmadığını, Tanrı’nın sınırlarını ihlal ettiğini ve Tanrı’nın beğenisini satın almaya gücünün yetmediğini kabul eder. Umutsuzluğa kapıldığında umut sağlayan tek yere koşar: Kurtaranın bağışlayan ve yeniden yaratan ellerine.

Ebeveynlik, Tanrı tarafından, çocuklarınızın sağlıklı ve yürek değiştirici umutsuzluğa ulaşmalarına araç edilmekten ibarettir. Bu bir mahkum etme süreci değil, sabırlı ve sevgi dolu bir kurtarış yoludur. Çocuklarınızın böyle kurtarılmasını istemez misiniz?

Tanrı’nın size sağladığı her fırsatı kullanarak çocuklarınızın içlerindeki ciddi ve tehlikeli günahları fark etmelerini sağlamaya çağrıldınız. Bunu öfkeyle ve sabırsızlıkla değil, lütufla yaparsınız; kendinizin de onlar gibi Tanrı’nın merhametine muhtaç olduğunuzu kabul ederek yaparsınız. Kendini doğru olduğunu sanan kişinin başkalarının günahlarına işaret etmesi nafiledir; hatta gücendirici ve aşağılayıcıdır ve bu tutum çocuklarınızın yüreklerini kapatır. Tanrı’dan şöyle lütuf dileyin: Onlarla günahları hakkında konuşmak üzere onlara, onların günahlarını öne çıkaran değil, kendi içinizdeki günahtan ötürü kederlenen biri olarak yaklaşın. Bu şekilde yaklaştığınızda sevecenliğiniz ve alçakgönüllülüğünüz Tanrı’ya bir atölye olur işte orada çocuklarınızın yüreğinde yapamayacaklarınızı Tanrı yapabilir.

Bu makale, Paul David Tripp’in Parenting: The 14 Gospel Principles That Can Radically Change Your Family kitabından uyarlanarak yazılmıştır.

https://www.crossway.org/articles/6-truths-about-parenting-that-reorient-everything/ sayfasına 16.1.2018’de erişilmiştir. İzinle kullanılıyor.

Bizi takip edin: