Merhaba çocuklar!

En büyük kim? Hayır Beşiktaş, Fenerbahçe veya Cim Bom’dan bahsetmiyorum? Aranızda en büyük kim biliyor musunuz? Belki aklınıza bir iki isim gelir. Peki üstün, ‘ilk’ ya da en büyük olmayı kim İSTER?

Herhalde hepimiz. Maalesef tek bir ‘en büyük’ ve ‘ilk’ var dünyada değil mi? Mantıken öyle.
Aslında öyle değilmiş. Hepimiz en büyük ve ‘ilk’ olabilirmişiz.

İsa’yı dinleyelim.

Markos 9:35 “Birinci olmak isteyen en sonuncu olsun, herkesin hizmetkârı olsun.”

Markos 10:43 “Aranızda büyük olmak isteyen, ötekilerin hizmetkârı olsun.”

Büyük olabilirsin, birinci olabilirsin. İsa böyle insanlar olmamızı istiyor.
Ama bu ne demek biliyor musun? İsa’dan daha üstün, daha büyük var mı?
Yok tabii ki.

Peki İsa nasıl biriydi?

Mika 10:45 “Çünkü İnsanoğlu bile hizmet edilmeye değil, hizmet etmeye ve canını birçokları için fidye olarak vermeye geldi.”

Kendisi koltuğa yerleşip emirler vermiyor! İnsanlardan onun elini öpmelerini, kendi önünde diz çöküp kendisinin ne kadar büyük, iyi olduğunu söylemelerini beklemiyor.

Ne yapıyor peki? Hizmet ediyor, öğrencilerinin ayaklarını yıkıyor. Peki neden?

Yuhanna 13:13-16 ‹‹Siz beni Öğretmen ve Rab diye çağırıyorsunuz. Doğru söylüyorsunuz, öyleyim. Ben Rab ve Öğretmen olduğum halde ayaklarınızı yıkadım; öyleyse, sizler de birbirinizin ayaklarını yıkamalısınız. Size yaptığımın aynısını yapmanız için bir örnek gösterdim. Size doğrusunu söyleyeyim, köle efendisinden, elçi de kendisini gönderenden üstün değildir.

Demek ki en büyük olmak istiyorsak ne yapmalıyız, hizmet etmeli ve kendimizi alçaltmalıyız.

Bizi takip edin: